'Yıkımın nedeni fıtrat değil, yönetim anlayışıdır'
Av. Aysu Bankoğlu, 6 Şubat 2023'ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin 2'nci yıldönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Av. Aysu Bankoğlu, 6 Şubat 2023’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin 2’nci yıldönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı.
İnsanlık dışı olaylara tanık olduk
6 Şubat depremlerinin “unutulmazlarını” anlatan Bankoğlu, şunları söyledi: 6 Şubat depremleri 14 milyon nüfusu doğrudan etkileyen ve o günden sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı bir felaketi bizlere yaşattı. Depremde yaşamını yitiren 53 bin 500 vatandaşımıza Allah’tan rahmet ve geride kalanlara başsağlığı diliyorum. Bu depremlerin neden olduğu yıkımın en önemli sebebi denetimsizlik olarak karşımıza çıkıyor. Ne acıdır ki Soma, Çorlu, Amasra, İliç, Kartalkaya ve daha pek çok facia bu iş bilmez, liyakatsiz AKP hükümetinin denetimsizlikleri sonucu yaşanmıştır. 11 ilimizdeki bu yıkım, on binlerce canı bizden kopartırken milyonlarca kişinin kaderini de telafisi mümkün olmayacak şekilde tamamen değiştirmiştir. AKP hükümeti 157 yıllık Türk Kızılayı’na duyulan güveni tıpkı devletin diğer kurumları gibi yerle yeksan etmiş, insanlık dışı şeyler yaşanmıştı. Parayla çadır satma, gerek yurt içinden gerekse yurt dışından gelen yardımları ihtiyaç sahiplerine iletmemiştir.
Binlerce insan yardım götürülmediği için yaşamını yitirdi
11 ilde yaşanan bu yıkım, ruhsatsız yapı stoklarının, oturulamaz durumdaki binaların ve iktidarın denetimsiz bıraktığı müteahhitlerin yarattığı bir yıkımdır. Özel iletişim vergisi başta olmak üzere milli geliri altyapıyı güçlendirmeye ve kentleri dirençli hale getirmeye değil, keyfine göre harcayan iktidar anlayışının yarattığı yıkımdır. Deprem sonrasında ise hayatta kalan ancak kurtarılmayı bekleyen ama yardım götürülemeyen binlerce insanın da hayatını kaybettiğini unutmamalıyız.
Depremde toplanan paralar ne oldu sorusu hala yanıtsız
Bu ölümler kader veya fıtrat değildi; Türkiye’yi o dönem 21 yıldır yöneten AKP’nin beceriksizliği, rantçılığı, liyakatsizliği ve plansızlığı on binlerce insanın ölümüne neden olmuştur. Yine deprem günlerinin unutulmazlarından biri de “Tek Yürek Türkiye” adıyla TV programlarına çıkıp devlet kurumlarının paralarını savuranların şovları oldu. Her felaket veya afetlerde halktan para isteyen iktidar, deprem için toplanan paraların ne olduğunu sorusunu ise hiçbir zaman yanıtlamadı.
Koyteyner kentler hayatın olağan bir parçası
Deprem sonrası “yeni evleri bir yıl içerisinde teslim edeceğiz” diyenler, evleri teslim etmediği gibi şehirleri konteyner kentlere dönüştürdü. Artık konteyner okullar, evler, sosyal alanlar hayatın olağan bir parçasına dönüşmüş durumda. Yine evlerini kaybedenlere verilen destekler yetersiz olduğu gibi yeniden ev sahibi olmaları için de yıllarca borçlandırılarak büyük ve karşılayamayacakları maddi bir yükün altına sokulmuştur. Daha da ile giden hükümet rezerv alan adı altında yasallaştırmaya çalıştığı çökme hikayeleri ile depremzedeleri kimsesiz ve çaresiz bırakmaya devam etmiştir.
Vatandaşı insan değil “vergi mükellefi” olarak görüyorlar
AKP iktidarı evini kaybeden ve yeniden ev sahibi olmak isteyen ailesi darmadağın olmuş yüz binlerce insanı, halihazırda hem kirasını ödemeye, hem ev taksitlerini karşılamaya, hem düşük maaşıyla hayatta kalmaya mahkum etmiştir. AKP devleti sadece vergi toplarken var olan, herhangi afette, felakette, yangında, alınmayan önlemlerle, tedbirsizlikle kendini hatırlatan bir yapıya dönüştürmeyi hedeflemektedir. Bu zihniyet vatandaşlarını insan olmadan önce vergi mükellefi olarak görmektedir. Bu anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir.
Depreme hazır mıyız sorusunun yanıtını belli
CHP’li belediyelerimizin hemen her projesi gibi kentsel dönüşüm projelerine kredileri bile iktidar tarafından reddedilmekte, insan hayatı siyasi çıkarlar uğruna feda edilmektedir. Ülkeyi yönetenler Türkiye’nin deprem ülkesini olduğunu unuttukça deprem kendini çok acı şekilde hatırlatacak. Bilim insanlarının Marmara Bölgesi başta olmak üzere uyarıları, olası bir depremden sonra değil, bugünden başlayarak dikkate alınmalıdır. 99 depremini avaz avaz eleştirenler yerel yönetimler kendilerindeyken, 23 yıldır hükümet iken tam bir ağustos böceği oldular. Bunlardan ders almayan hükümet 6 Şubat depremlerinden de ne yazık ki gereken dersleri almadı. Depreme hazır mıyız sorusunun yanıtı hala herkesin malumudur. Yunanistan’ın bir adasında deprem hareketliliği karşısında nasıl hazırlıklar yaptığını görüyoruz ve hükümet sanki Türkiye’nin Ege’ye kıyısı yokmuş, bizi ilgilendiren bir gelişme değilmiş gibi seyrediyor.
Kent seferberliğini başlatmak şart
Felaketten sonra önlemlerin konuşulduğu ülkemizde vatandaşlarımızın yeni bir felakete, yeni bir kitlesel acıya dayanacak gücü kalmamıştır. Erken seçimle bu ucube sistemin ve israf şampiyonu hükümetin gitmesi her bakımdan ülkenin hayrına olacaktır. Bir an önce yönetimi devralarak deprem riski altındaki illerimiz öncelikli olmak üzere hızlıca kent seferberliğini başlatmak şarttır. AKP; yaşattığı facialar, adaletsizlik ve haksızlıklarla anılacak bir parti olarak ülkemiz tarihinin en karanlık sayfalarında yerini alacaktır.