Bülent BOSTANCI

Ya başka bir şey çalınsaydı!

Bülent BOSTANCI

Dolu dolu bir kitap fuarını geride bıraktık.

24’üncü kez düzenlenen Uluslar Arası Kitap Fuarı büyük bir organizasyon barındırıyor.

Bartın Belediyesi bu organizasyonun altından her zaman olduğu gibi yine alnının akıyla kalktı.

Bizlere kitaplara dokunma imkanı tanıyan ve binlerce içeriği önümüze seren kitap fuarları kent kimliklerini öne çıkarıyor.

Kitap fuarları kültürel kent kimliği açısından çok ama çok kıymetli.

Kentin kültürel kimliğine katkı sunması kadar kentin tanıtımına da katkı sunuyor.

Kitapları ve yazıları ile yüzbinlere ulaşabilen konuklar ağırlıyorsunuz.

O konuklar mecralarında sizden bahsediyor.

Konuk edildiği şehrin güzelliklerinden, kültüründen, doğasından…

Böylece Batman’la karıştırılan ve hala “Nerede kalıyor?” diye sorulan şehrinizden hiç değilse on binlerce kişi haber alıyor.

Ciddiyetle emek isteyen bu fuarı layıkıyla kentimizle buluşturan Bartın Belediyesini ve eksiksiz fuarda emeği olan herkesi kutlamak gerek.

***

Nasıl sızıyorsunuz?

Pazartesi gecesi ve Salı sabahı herkesin diline doladığı konulardan biri hoparlörlerden çalınan İstiklal Marşı oldu.

Her şeyden habersiz İstiklal Marşı’mızı duyunca esas duruşa geçenlere selam olsun.

Tabi asıl soru kimler ve ne amaçla bu sisteme sızıyor?

Ne mesaj verilmek isteniyor?

***

Neyse ki İstiklal Marşı çalınıyor.

Bu yüzdendir ki bazılarımıza durum sempatik gelebiliyor.

Hoparlörlerden bir siyasetçinin, bir iş adamının yahut şehrin önde gelen bir bürokratının habersizce kaydedilmiş ses kaydı da binlerce kişiye dinletilebilir.

Çok daha farklı şeylerde…

Neresinden bakarsak bakalım ciddi ve kabul edilemez bir durum!

Dileriz bu işi yapanlar tez vakitte bulunur ve benzer olaylar yaşanmaz.

***

Ne kadar ihtiyacımız var?

Merkezi hoparlör sistemi konusu bir kez daha gözden geçirilmeli.

Tabi tek bir kişiye karar ve sorumluluk bırakılmadan bu konu tartışılmalı.

Bir zamanlar çok gerekli olan bu sisteme hala ihtiyacımız var mı?

Belediyeden yapılacak önemli duyurular başka mecralara taşınamaz mı?

Belediye internet sitesinden veya bir SMS sistemi ile cenazeler ve önemli duyurular istekli vatandaşlara ulaştırılamaz mı?

Biraz düşünür ve üstünde çalışırsak mutlaka uygun alternatifler buluruz.

Böylece kentimize bir kasaba havası veren hoparlörlerden kurtuluruz.

***

Kentimizin dört bir yanındaki yaya geçitleri ardı sıra kazalara davetiye çıkarmaya devam ediyor.

Trafikte yaya güvenliği hepimizin ihtiyacı.

Hepimiz yaya olarak güvenliğimizin sağlanmasını isteriz.

İlimizdeki kıymetli yöneticilerimiz de yayaların güvenliğini düşünüyor, önemsiyor ve çizebildikleri her yere yaya geçidi çizgileri çiziyorlar.

Ellerinden gelse tüm yolları dikine yol ortası çizgisi yerine yatay yaya çizgileriyle donatacaklar.

Tabi işin en kolay yolu bu!

Çiz yaya çizgisini at üstünden sorumluluğu!

Peki yaya geçitlerinin konumunu belirlerken bir kriter var mı?

Gördüğümüz, anladığımız kadarıyla yok!

***

Devlet Hastanesi Kavşağındaki yaya geçitlerini aklım almıyor!

Akışkan bir trafikte sağınızı-solunuzu, önünüzü arkanızı salise salise kontrol edip kavşağı geçiyor ve tam kavşaktan çıktığınız anda karşınıza yaya geçidi çizgileri çıkıyor!

Dursanız bir dert! Durmasanız bin dert!

Çatmaca Emniyet binası önünde ki yaya geçidi de bir hoş!

Çatmaca ışıklı kavşaktan uzun bir bekleyiş sonrası Ankara istikametine devam ederken bir tık hızlanıyor ve hafif bir viraja gelirken karşınıza yaya geçidi çizgisi çıkıyor.

100 metre sonra yine bir trafik ışığı!

Duruyorsunuz, geçiyorsunuz ve 150 metre gitmeden Müftülük binası hizasına denk gelen yolda bir yaya geçidi daha!

***

Geçidin başında bekleyen bir yaya var ise durmadan önce arkanızı kontrol etmek zorundasınız.

Dörtlülerinizi de yakarak duracağınızı arkadan gelenlere aktarabilirseniz ne ala!

Bazen arkanızdan gelen araç sizin durduğunuzu görünce yan şeride geçip gitmeye kalkışıyor.

O sırada siz durdunuz diye yaya geçidini kullanarak karşıdan karşıya geçmek üzere hareketlenen ve hatta trafiği bekletmemek için koşar adımlarla hareket eden bir vatandaş olursa vay haline!

***

Saygısızlık etmek istemem!

Araç kullanırken her fırsatta yayalara ve yayaların güvenliğine öncelik veren bir anlayışa sahibim.

Lakin! Lakin! Lakin!

Bazen bekleyen yayaya rağmen durmamak daha hayırlı olabiliyor çünkü durduğunuz anda arkanızda zincirleme bir kaza meydana geliyor.

Örneklerini pek çok kez görmedik mi?

Gördük! Görüyoruz! Göreceğiz de!

İhtiyaç olan tüm noktalara alt geçit yahut üst geçit yapılması öyle yola çizgi çekilmesi gibi kolay değil.

Her yaya geçidine bir trafik ışığı koymak ve her yaya geçidine bir trafik polisi dikmeniz de mümkün değil.

Peki ne yapacağız?

Araç kullananlar hız limitlerine uyacak.

Takip mesafesini koruyacak.

Yayalarda kendi can güvenlikleri için ‘öncelik benim’ deyip hızla gelen bir aracın önüne atlamayacak.

Saydıklarımdan başka çaremiz yok gibi…

Ne dersiniz?

Bülent BOSTANCI

[email protected]

Yorumlar 1
Fatih Bildirici 08 Aralık 2021 16:15

Burada yazılı olan hersey de 10/10 haklılar yaya önceliği önemli ama bazen denk geliyorum yaya ya yol veriyorum karşıdan karşıya geçerken sanki defile podyumunda yürüyor vatandaş. Ya arkadaş yol verdik azıcık hızlı geçsen karşıya incilerin mi dökülecek

Yazarın Diğer Yazıları