'Vatandaşları mutlaka bilgilendirmemiz gerek'

Bartın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Kahverengi Kokarca Böceği çalışmaları kapsamında bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda Bakanlık ölçeğinde Bartın'da gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgiler verildi. 

Bartın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Bartın  İl  Milli  Eğitim  Müdürlüğü  Halk Eğitim  Merkezi  ASO  Müdürlüğü  Toplantı Salonunda toplantı düzenlendi. 

Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan’ın da katıldığı toplantının ana gündemini yaklaşık 2 yıldır Bartın’da istilası süren Kahverengi Kokarca Böceği oluşturdu. 

Bartın İl Tarım ve Orman Müdürü Yasin Önder yaptığı konuşmada, kokarca böceğinin Bartın’da ilk girişinden itibaren izlemeye aldıklarını söyleyerek,“2017 yılında Gürcistan üzerinden Artvin'de ilk girişi yaparak ülkemize girdi ve yaklaşık olarak da 2 yıl önce bizim ilimizde başladı. Daha önce de emareler görünüyordu ama takip ettiğimiz bir böcekti. İlimizde o dönemde yoğun olmadığı için sizlerin hissedemediği ama bizim takibimizde olan bir böcek bu. Bakanlığımız ve Enstitümüzle zaten sürekli her hafta buradalar. Bakanlığımız şu an hem bakanlık kanadı olarak hem enstitü kanadı olarak yoğun bir şekilde çalışma yapılıyor.” Dedi. 

“İlaçlanınca böcek yok olacakmış gibi bir algı var”

Müdür Önder konuşmasının devamında kokarca böceği ile mücadelenin zor ve meşakkatli olduğunun altını çizerek şunları söyledi, “Biz ilk önce kışlaklardan inmesini gözlemledik, bununla ilgili sürekli sizlere paylaşımlarda bulunduk ama dedik ki biz bu mücadeleyi hep beraber yapmalıyız. Öncelikle şunu belirtmek isterim. Toplumda, sahada şöyle bir inanç gördük. Hani sivrisinek ilacı gibi bir araç çıkarıp ilaçlanınca bu böcek yok olacakmış gibi bir algı var. Bunun mücadelesi biraz daha zor, meşakkatli. Hep beraber hareket etmemiz gereken, beraber almamız gereken bir yol var. Bakanlığımız bununla ilgili yoğun çalışıyor. Şu an doğal düşmanları üretiliyor ve doğaya salınıyor. Bu süreçte baskı altına alınması tabii ki zaman alıyor. Belli bir süre geçmesi gerekiyor. Bu dönemde de gördüğünüz yerde yok et diye size duyurularda bulunduk. Yani şu an dünyada da en geçerli metot bu. Kimyasal mücadeleden bile daha öncelikli metodumuz bu. Bunu bahçelerden, tarlalardan barınaklara çekildiği anda gördüğümüz yerde yok etmemiz gerekiyor. Bunun için de bizim il olarak birlikte hareket etmemiz gerekiyor. 

“İnsan yaşayan evde kesinlikle zirai ilaç kullanmayın”

Dediğim gibi biz iki yıldır bunu takip ediyoruz. Ve şunu memnuniyetle belirtmek isterim. Fındık alanlarımızda bu bütün Karadeniz'de görünen bir böcek. Geçen sene itibariyle, geçen sene yoğun olmasına rağmen biz il olarak fındıkta kaybı varla yok arasında kaybı olan bir iliz. Ekiplerimizi yine oluşturduk. Arkadaşlarımız eğitim çalışmalarını yapıyor. Ekiplerimiz köy köy, bahçe bahçe, üretici üretici gezerek bilgilendirme yapacak yanımızda olacaklar. İnşallah biz bu süreci de zararsız bir şekilde ürün zararı görmeden atlatmanızı istiyoruz. Temennimiz bu yönde. Özellikle altını çizerek belirtmek istediğim bir şey var. Bunun acısını da yaşadık geçtiğimiz günlerde. Ankara'da bir vaka oldu. Bu böceği gördük diye insan yaşayan evde kesinlikle zirai ilaç kullanmayın. Şu an Sağlık Bakanlığı dört tane ilaca ruhsat verdi. Bu insan yaşayan yerlerde kullanılabilecek ilaçlar. Ama zirai ilaçları kesinlikle insan olan yerlerde kullanmayalım. Bunu her fırsatta dile getiriyoruz. Buna önem verelim. Çünkü zirai ilaçlar insan yaşayan yerlerde ölümle sonuçlanabilir. Bu nedenle bu konuda dikkatli olalım. 

“Biz bakanlık olarak elimizden geleni yapacağız”

Sizden ricamız son olarak tüm kamu kurumlarımızla, Valiliğimiz, Bakanlığımız önderliğinde kamu kuruluşlarımızla, STK'larımızla, üreticilerimizle vatandaşlarımızla topyekun bir mücadele gerektiren bir mücadeleye gireceğiz. Çünkü bu zor bir böcek. Biz bakanlık olarak elimizden geleni yapacağız. Zaten çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Bununla ilgili il olarak hep beraber hareket edersek zarar görmeden bu süreci atlatabiliriz.”

Arslan, “Gelecek kuşaklara da sağlıklı bir çevre bırakmamız gerekiyor”

Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan da yaptığı konuşmada iki yıllık mücadelenin ardından Bakanlık tarafından 4 tane ilaca ruhsat verildiğini söyleyerek, “Biliyorsunuz Kahverengi Kokarca özellikle 2017 yılında Türkiye'ye giriş yaptı ama biz iki yıldır ilimizde yoğun bir şekilde kahverengi böcekle mücadele sürecine girdik. Ben gördüm ilk andan itibaren tarım Müdürümüz ve personelimizle sürekli istişare halinde ne yapabiliriz diye çok ciddi kafa yorduk. İlk etapta tabii bu zor bir süreçti. İlaç yoktu. Sadece bildiğim kadarıyla bana da ilettikleri fındığa karşı zararla mücadele edecek bir ilaç vardı elimizde. Onun dışında kapalı alanlarda buna yönelik bunlarla mücadele etmeye yönelik herhangi bir ilaç yoktu. O dönemde Tarım Bakanlığımızdan yine bir ekibimiz geldi. Onlarla da istişare ettik. Sağlık Bakanlığıyla birlikte çalışılması gerektiğini zaten onlar da söylediler. Ve geldiğimiz noktada kapalı alanlar için de Sağlık Bakanlığı tarafından dört tane ilaca ruhsat verildi. Ama hiç kolay bir mücadele değil. Maalesef içinde bulunduğumuz dönemde bizler dünyayı kirlettik. Bunun için de tekrar doğanın dengesini sağlayabilmemiz için hep birlikte hareket etmemiz ve her türlü çabayı göstermemiz gerekir. Şimdi bizler bu dönemde yaşıyoruz ama gelecek kuşaklara da sağlıklı bir çevre bırakmamız gerekiyor. Bunun için de sizlerle beraber mücadele edeceğiz.” Dedi.  

“Hep birlikte önlemlerimizi almak zorundayız”

Vali Arslan konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi, “Doğanın dengesini korumak adına üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getirmek zorundayız. Görüyorsunuz, Bartın'da da birebir yaşıyoruz. Küresel ısınma ve buna bağlı olarak iklim değişiklikleri yaşamlarımızı gerçekten çok tehdit eder bir noktaya geldi. Her yıl hemen hemen sel afeti yaşıyoruz. Ama bir taraftan da önlem almak zorundayız. Riskleri görüp önlemlerimizi almadığımız sürece tek başına yani bekleyip ne olacak görelim mantığıyla Hareket edemeyiz. Hep birlikte önlemlerimizi almak zorundayız. Yani iklim değişiklikleri dışında söylediğimiz tarımsal kuraklık riski, su sıkıntısı yaşayabileceğimiz dönemlere doğru maalesef giriyoruz. Bu anlamda da kahverengi kokarca gibi bu süreçte istilacı zarar tehdidiyle karşı karşıyayız. Maalesef bu da tarımımızı olumsuz anlamda etkiliyor. 

“Mutlaka vatandaşlarımızı bilinçlendirmek zorundayız”

Sadece tarım alanı değil evlerimize de girerek bizleri de çok ciddi anlamda kapalı alanlarda rahatsız ediyor. Biz kahverengi kokarcaya davetsiz misafiriz diyoruz da davetsiz misafirin de çok uzun süre kalması hoşumuza gitmiyor. Yani bir an önce davetsiz misafirimizi gönderme niyetindeyiz. Bunu da hep birlikte başaracağız. Onun için öncelikle bizler sizleri bilgilendirerek bilinçlendirerek bu yola çıkmaya karar verdik. Zaten iki yıldır bir şekilde mücadele ediyoruz. Biz hiçbir canlıya zarar vermek istemeyiz ama bu canlı bize zarar verdiği için başka yapabileceğimiz bir şey yok. Ben bir kez daha vurgulamak istiyorum. Sakın zirai ilaçları evlerinizde kullanmayın. Vatandaşlarımızı da bilinçlendireceğiz. Muhtarlarımız, öncelikle siz anlatacaksınız. Tarım Müdürlüğümüz gerekirse zaten sahaya iniyor, inecek, devam edecek. Sizler Tarım Müdürlüğümüzü sıkıştıracaksınız. Gelin, bizim köyümüzde de anlatın diyeceksiniz. Mutlaka vatandaşlarımızı bilinçlendirmek zorundayız. Bir kişinin can güvenliği hepimiz için önemli. Bir böceği yok edeceğiz diye canımızdan olamayız. Gördüğünde yok et. Her ne kadar ilaç çıksa da bizim gördüğümüz yerde yok et yöntemiyle de mücadeleye devam etmemiz gerekiyor.”

Bakmadan Geçme