TTK Tahlisiye ekipleri o geceyi anlattı
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesinde 43 madencinin yaşamını yitirdiği patlamayla ilgili 7'si tutuklu 23 sanığın yargılandığı davanın 5'inci duruşması görülmeye başlanırken Zonguldak'tan gelerek kurtarma çalışmalarına katılan tahlisiye ekipleri de o gece yaşananları anlattı
14 Ekim 2022 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağındaki patlama sonucu 43 maden işçisi yaşamını yitirirken olayla ilgili davanın 5’inci duruşması Bartın Adliyesinde görülmeye başlandı.
Duruşmada olay günü Zonguldak’tan gelerek kurtarma çalışmalarına katılan tahlisiye ekipleri de tanık olarak dinlendi.
Tahlisiye ekibinde yer alan maden mühendisi Coşkun Aydın, "Biz -250 kotunda gaz yükseldiği için müdahalede bulunmadık, orada bekledik. Sabaha karşı 1 arkadaşın ocakta olduğu bilgisini aldıktan sonra -320 kotuna indik. Oradan bir kişiyi çıkardık.” Dedi.
Tahlisiye ekibinde görevli maden işçisi Mustafa Açıkgöz de saat 20.00 itibarıyla Amasra’ya ulaştıklarını ifade ederken, “Ocağa girdiğimizde -250 kotunda sonra biz içeri girecektik ama nefeslik bölümünde yangın var dediler, çok duman vardı. Orda metan gazının yüksek olması nedeniyle dışarıya çıktık. Daha sonra ertesi gün sabah son bir cenazenin içeride kaldığı bilgisi verildikten sonra ekip hazırlandı. Daha sonra -350 kotuna inerek, cenazeyi ayak girişinden aldık. Cenazenin üzerinde tahkimatlar vardı. Üzerini açtık. Arkadaşlarımızla birlikte beraber çıkarttık." dedi.
TTK Amasra Müessese Müdürlüğünde görevli olan ve olay günü farklı vardiyalarda çalışan maden işçileri de tanık olarak dinlendi.
Tanık sıfatıyla dinlenen işçilerden Mehmet Darçın -350 kotunda taş tozu uygulamasının hiç yapılmadığını ifade ederken gaz sensörlerinin de olması gereken yerlerden daha aşağıya indirildiğini söyledi.
Darçın konuşmasında ve kendisine sorulan sorulara verdiği yanıtlarda, “Taş tozu uygulaması -350 kotunda hiç yapılmazdı. Yapıldığını da duymadım. Üretim baskısı olurdu. İşçiye yüklenilirdi. İşçi az olduğunda da aynı iş istenirdi. Kazadan önce aspiratörün bakıma gireceği söylendi ama bakıma girmedi. Bizde normal çalışmamıza devam ettik. Olaydan önce sensör indirilmesine tanık oldum. Vardiyalara geldiğimiz zaman sensörler olması gereken yerde olmazdı. Metan sensörü tavanda bulunması gerekirken aşağıya indiriliyordu. -350 kotunda ve -250 kalın damarda sensörlerin yeri değişiyordu. Kazadan önce vardiya mühendisleri 2-3 günde bir çalıştığımız yerlere gelirlerdi. Şimdi her gün 3-4 kez geliyorlar.” Dedi.
Pano ayak üretim işçisi Murat Yılmaz’da az işçiyle çok iş yapıldığını söyleyerek, “5 işçinin yapacağı işi 2-3 işçi yapıyordu. Taş tozu uygulaması sadece ana yollarda vardı. -350’de olmuyordu. Havalandırma konusunda pervane değişecek diye konuşuluyordu. Pervane değişeceği zaman izne çıkacağımız söyleniyordu.” Şeklinde konuştu.