Milletvekili Bankoğlu Meclis'te konuştu
CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Meclis Genel Kurulunda, Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı kurulmasına ilişkin Kanun Teklifinde konuştu.
Milletvekili Bankoğlu, konuşmasında kurulacak vakfın Dışişleri Bakanlığının teamüllerine aykırı olduğunu belirterek, Dışişleri Bakanlığının vakıf aracılığıyla işlevsiz hale getirileceğini ve parti teşkilatı gibi çalıştırılacağını ifade etti.
“Bu vakfın yokluğu nasıl hissedildi merak ediyorum”
Milletvekili Bankoğlu konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi, “İktidar olduğumuzda devleti şirket gibi yöneteceğiz diyen AKP'nin yeni teklifiyle Dışişleri Bakanlığı bünyesinde bir garip vakıf kuruluyor. Garip çünkü dünyada Dışişleri Bakanlığı bünyesinde paralel bir yapı oluşturan başka bir ülke yok. Garip çünkü kendi Bakanlığının yetersizliğini itiraf eden başka hükûmet yok. Garip çünkü diplomatlığa yakışmayacak şekilde personeline rent a car, alım, satım gibi ticari işler yaptıracak başka bir devlet de yok. Bu vakfın yokluğu nerede, nasıl hissedildi gerçekten çok merak ediyorum. Hangi eğitim ve başarıya sahip kişiler Diplomasi Akademisini ve Dışişleri Bakanlığını hangi konuda yetersiz bulmuş da bu süper fikir aklınıza gelmiş acaba? Bu vakıf ne amaçla kuruluyor? Dışişleri Bakanlığının kurumsallaşma sorunu mu var, yok. Bakanlığın nitelikli insan kaynağı sorunu mu var, hayır. Devletin belki de temsil kabiliyeti en yüksek, alanında en donanımlı personelleri Dışişleri Bakanlığında. Bu vakıf tam olarak kimleri ya da hangi oluşumları güçlendirecek? Böyle bir oluşuma ihtiyaç var mı, yok. Demek ki aslında ülke yararına bir ihtiyaç yok. Demek ki bu teklifi hazırlayanların başka bir planı, gizli bir ajandası var; bunu da teklifin aslında satır aralarında görüyoruz.
“Gizli planları olan paralel bir yapı kuruyorsunuz”
AKP hükûmetleri bugüne kadar Cumhuriyetimizin neredeyse tüm kurumlarının içini boşalttı, Dışişleri Bakanlığı da ne yazık ki bundan nasibini aldı. Liyakatsiz, vasıfsız, bırakın ikinci yabancı dili, İngilizce bile bilmeyen kişileri Bakanlık’ta en üst mertebelere getirdiniz, büyükelçi olarak atadınız. Şimdi bu kanun teklifinin gerekçesinde personeli geliştirelim safsatasıyla akıl almaz, fırsatçı, gizli planları olan paralel bir yapı kuruyorsunuz.
“AKP'nin aklına gelecek dâhiyane bir fikir gerçekten”
Kanunun teklif metnine bakıyoruz, metin son derece özensiz, alelade ve hızlı hazırlanmış. Teklifte kurulacak vakfa sınırsız yetkiler verilmiş; neler var, neler. Bir kere, Dışişleri Bakanlığının yetki alanına giren çok fazla konu var. Vakıf, ticari faaliyette bulunabiliyor ve vergiden muaf. İnşaat, oto kiralama, emlakçılık gibi gerçekten burada söylerken bile ne alaka dedirtecek alanlara el atmak gibi ancak AKP'nin aklına gelecek dâhiyane bir fikir gerçekten. Sonsuz finansal yetkiyle donatmışsınız; normalde kâr amacı gütmeyen bakanlığın teamüllerine aykırı bir şey. Sonsuz finansal yetki normalde Bakanlığın teamüllerine aykırı ama önemli değil; nasılsa devleti, devlet geleneğini, kurumları düşünen yok, yeter ki para olsun diyorsunuz.
“Biz bunları 3-5 maaş alan AKP'lilerden hatırlıyoruz”
Vakıf, vergi muafiyeti olan ticari emlak şirketi gibi çalışacak ya ama bu alım satımları kim denetleyecek? Kimse bilmiyor bunu, metinde yok. Öyle ki bu vakfa kurum dışından istediğiniz herkesi atayabiliyorsunuz. Vakfın yönetim ve denetimine Dışişleri Bakanlığı dışından hatta kamu görevinde bile olmayan kişileri getirebiliyorsunuz. Geçmişte yapılan atamalara ve atanacaklara bakınca belli ki yine parti militanı gibi çalışacak, her şeyi kılıfına uyduracak kişiler düşünülüyor. Üstelik huzur hakkı da alıyor, emekliyse emekli aylığı da kesilmiyor; biz bunları 3-5 maaş alan AKP'lilerden hatırlıyoruz.
“YÖK'ü de devre dışı bırakıyorsunuz”
Vakfa yükseköğretim kurumu kurma yetkisi de veriyorsunuz. Herhâlde bir süre sonra siz çok daha iyi bilirsiniz ama Türkçe Olimpiyatları düzenlemek için de bu yapıya destek verebilirsiniz. Bu eğitim kurumlarında yetiştirilen kişilere resmî görevler de verilebilecek diyorsunuz. Sadece paralel bir lobi değil aslında, paralel bir eğitim kurumu da oluşturuyorsunuz, YÖK'ü de devre dışı bırakıyorsunuz. Bu vakıf ne yapacakmış bir de? Vize işlerine bakacakmış. Vatandaşımız zaten dünyanın en değersiz ama en pahalı pasaportunu kullanıyor. Vize zaten alamıyor. Vize için ücret çıkarıp vatandaşa fatura edeceksiniz, böylelikle vize hizmeti de devlet eliyle ticarileşecek. Olmaz böyle bir şey.
“Cumhuriyet Halk Partisi olarak sizi uyarıyoruz”
En önemlisi denetim, sizin de çok sevdiğiniz bir alan. Finansal işlerin en ince ayrıntısına kadar tanımlandığı teklifte vakfın işleyişine ve denetlenmesine dair hiçbir madde yok! Elbette şaşırmadık ama acaba bu vakıf, "vakıf" adı altında birtakım yasa dışı ekonomik faaliyetler de mi yapacak, insan merak ediyor. Dışişlerinde aklına gelenin yapılmasının hazin sonuçlarını biz son yıllarda çok kötü bir şekilde gördük. Bu girişim çok kurnazcadır ve çok tehlikelidir. Bir kez daha Cumhuriyet Halk Partisi olarak sizi uyarıyoruz: Bu teklif, Dışişleri Bakanlığını, Saray’ın ideolojik aparatı ve parti teşkilatı hâline getirme çabasının bir ürünüdür ve ne yazık ki bunun sunulması, yıllarca bu ülkenin onuru için saygın bir şekilde çalışan Dışişlerindeki bürokratlarımızın emeğine de saygısızlıktır.”