Mil-Diyanet Sen'den teşkilat buluşması
Mil-Diyanet Sen Bartın il teşkilatı tarafından din görevlileri buluşması gerçekleştirildi.
Mil-Diyanet Sen Bartın il teşkilatı tarafından din görevlileri buluşması gerçekleştirildi.
Geçtiğimiz günlerde başkanlık görevine gelen Şube Başkan Mustafa Arabacı, sendika yönetimi ve üyeler katıldığı toplantıya Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül de katıldı.
Genel Başkan Celaleddin Gül buluşmada yaptığı konuşmada, sendika olarak yaptıkları çalışmalara ve din görevlilerinin sorunlarına dikkat çekti. Gül şöyle konuştu:
“Sendikalar güzel işler yaparsa, millet gider, arkadaşlarımız gider iyi olurlar. Güzel iş yapmazsa diğerine Sendikalar mezhep değil. Dolayısıyla özgürüz. Aynen araba gibidir. Kim güzel hizmet yaparsa, hangi güzel araba, daha güzel hizmet yaparsa bu araba daha fazla satar. Bunun gibi. Şimdi bakınız biz önceki gün bir konuyu Türkiye'nin gündemine getirdik. Mart'ın on beşinde bir söz bir anlaşma, ihale yapılacak. Bunun adı banka maaş anlaşması. Kıymetli kardeşlerim banka maaş anlaşmalarına zaman var. Şimdi de New York'ta ayağa kaldırdınız diyenler var. Çünkü bizim videomuzla Türkiye'nin daha çok ziyareti gündemine geldi. Biz o videoda Çok açık ve net bir şekilde ifade ettik. Dedik ki arkadaşlar biz kamu görevlisiyiz. Biz yüz seksen veya iki yüz kilometre yol katlederek gidip hesap açmak zorunda değiliz. O yüzden bizim yapmış olduğumuz çalışmalar bu anlamda elhamdülillah gündem oluşturan gündem belirleyen çalışmalar olmuştur. Bizim videomuzdan sonra diğer bütün sendikalar da hemen hemen hepsi harekete geçtiler ve hep bir ağızdan kıymetli Diyanet İşleri Başkanımıza çağrıda bulundular. Ve bir de çağrıda bulunduk. Hala da aynı çağrıyı yapıyorum. Kıymetli kardeşlerim biz kamu görevlisiyiz. Biz mutlaka ama mutlaka bu ihaleye bu banka maaşı anlaşmasına tüm bankaların mutlaka davet edilmesi lazım. Eğer bu böyle olmazsa Anadolu'nun birçok kentinde altyapısı olmayan, fizibilitesi olmayan, hizmet ağı hemen hemen yok denecek kadar zayıf olan bu bankalarla çalışmaya devam edeceğiz.
Düşünebiliyor musunuz? Anlaşma yaptığınız bankanın bir ilde sadece bir tane ATM'si var. Biz 145 bin personeli olan bir kurumuz. Bize bunu neden reva gördüler? Yaklaşık 8 sonra görev süresi bitecek olan kıymetli Diyanet Başkanımızın bizim maaşımız üzerinde tasarruf hakkına sahip olmasını da doğru bulmuyorum. O yüzden bunun kararı bize versinler. Biz alırız bunu bankada bırakmayız. Köyümüzdeki efendim caminin tuvaletlerini yapıyoruz. Lojmanın camını, çerçevesini yaptırırım. Veya değişik bir şekilde kullanırım ama ben bunu bankaya bırakmam arkadaş. O yüzden bu Mart'ın 15’ine kadar belli ki biz bu konuyu çok konuşacağız. Ve gittiğim her yerde ilk aldığım soru da bu oluyor. 3 sene önce bu anlaşma yapılırken bu kadar derin bir ekonomik kriz yoktu. Ve kiralar bu kadar artmamıştı. Gıda, su, elektrik, doğal gaz bu kadar zamlanmamıştı.. Böylesi bir ortamda kalkıp da benim veya benim personelimin 50 bin lirasına, 60 bin lirasına, 70 bin lirasına el konulmasını doğru bulmuyorum. Ve bunu neyin adına yapıyorsunuz? Ve nasıl yapıyorsunuz? O yüzden sendikalar olarak buradan ben dün çağrıda bulunduk, burada da çağrıda bulunuyorum. Yine aynı çağrı yapıyorum. Başta diyanet işleri olmak üzere kendilerini aradık. Yetkili sendika biziz diyorsun. Biz büyüğüz diyorsun. Gel büyüklüğünü göster. Madem 80 bin küsur üyen var. Gel en azından 6-7 sendika bir araya gelelim. Bir heyet oluşturalım. Gidelim ve bu derdimizi anlatalım. Bundan vazgeçmezse o zaman yedi tane sendika toplanarak Diyanet İşleri Başkanı'nın avlusunda bin, iki bin, üç bin kişilik protesto gösterisi yapalım. Bu işler böyle olur. Dolayısıyla şimdi biz bu çağrımıza cevap bekliyoruz.
Bizim teşkilat yasamız var. Ne zaman çıktı? 2010’da çıktı. Tarih 2025. 15 senelik bir teşkilat yasasını kullanıyoruz. Yani 15 senedir aynı gömleği yiyoruz. Öğretmenler aynı gömleği giydikleri için gömlek pencerelerine dar geldi. Geçen sene dar gelen bu gömleği tuttular. Öğretmenlik meslek kanunuyla çıkarttılar, değiştirdiler, güncellediler. Bu da yetmezmiş gibi daha 2 ay önce 10 yılını dolduran her bir yönetmen uzman olacak dediler. 20 yılı da olan her bir öğretmen de baş öğretmen olacak ve on 11 bin 500 lira fazla maaş alacak dediler ve bunu da yasa tasarısı olarak torba yasada geçirdiler. Bir mi ne yaptık? Biz hiçbir şey yapmadık. Daha bizim teşkilat yasamız çok orada duruyor. İçine hiçbir şey koyamıyoruz. Ne manevi rehberi koyabiliyoruz, ne danışmanı koyabiliyoruz, ne vaizi koyabiliyoruz, ne din görevlisinin sorunlarını koyabiliyoruz. Diğer camilerin elektrik, ısınma, sosyal faturasını koyabiliyoruz. Ne dernekleri koyabiliyoruz? O kadar kadük bir teşkilat yasamız var ki neresinden tutalım diye düşünüyoruz. Ve en çoktan şuna üzülüyorum. Yahu diyorum bazen bu bizim diyanet teşkilat yasasından rahatsız olan sadece bir ben miyim? Niye sendikalara bakıyorum? İşte şunu düzelteceğiz. Din görevlisi ya tamam bunlar bizim genel sorunlarımız. Ama arkadaşlar her bir mesleği burada ayrı ayrı saymaya saatler yetmez. Bizim ana sorunumuz teşkilat yasamızın kabul olması. O yüzden kıymetli kardeşlerim diye bir sınav var. Adil değil. Yeni yanındaki genç ile başka bir köye gitmek isteyen altmış iki yaşındaki görevlimize aynı soruları soruyorlar. Aynı sorulara muhattap oluyorlar. Hayır. Bunlar kategorilere bölünmesi lazım. Eğer illa da bir sınav yapacaksak bize göre sınav olmaması lazım. Ama illa yapacaksak bunu kategorilere vereceğiz. Harcon buraya gitmek isteyenlere ayrı bir soru ver. Ben şimdi Almanya'ya gideceğim bizim ilçe müftüsü de Almanya'ya gitmek istiyor. Ona da aynı soruyu soruyorum, bana da aynı soruyu soruyor. Bu adaletli değil. Bunu defalarca kıymetli başkanımıza ifade ettik. Ama atılmış herhangi bir sonuç, adım yok. Dolayısıyla nakillerde yaşanan bu rahatsızlıklar, bu adam kayırmacılık, bu torpiller, bunların da önüne geçemiyoruz neden? Çünkü orta ciddi bir kriterimiz yok. Kimin dayısı varsa bakıyorsun onlar işlem yapıyorlar. Hele hele ara bir de sendikadan girdiği zaman dolayısıyla kurumu müftü mü yönetecek? Sendikalar mı yönetecek? Adeta eskiden yaşadığımız bir sorunu yaşıyoruz. Bize niye karşıydı kurumları yönetmeye çalıştı. Şimdi aynısını bazı sendikalar yapmaya çalışıyor. Daha şimdi gelirken mesaj atmış bir başkanımız. Başkanım 2 bin 500 kişi biliyorsunuz onaylaru gelir gelmez görev başlayacaklar. Evrakları götürürseniz buraya teslim etmeye. Oradaki kardeşimiz demiş ki bak demiş eğer demiş Diyanet Sen’e üye yolmazsan demiş göreve başlayamazsın. Yani sevgili olmazsan efendim sana izin vermezler. Olmazsan sana sürekli bırakıp gelir. Biz bunu arkadaşlar kısaca mafya kadrodur. Hiç kimse kusura bakmasın. Gittim her tarafta söylüyorum. Bazı yerlerde köşe başlarında tutulmuş oraları müftüler yönetmiyor. Oraları köşe basan tutan mafya sendikacılığı yönetiyor. Biz buna hayır. Bunu kaldıracağız dedik.
akın promosyon dedim. Hiç sesleri çıkmıyor. E mübarekler. 85 bin üyeniz var. Ve bu seksen beş bin üyeye de kızıyorum. Yani hiçbir tepki göstermeden burada duran arkadaşlara söylüyorum. Ya burası din değil, burası parti değil, burası mezhep değil. Değiştirebilirsiniz. Çok yani sen burada da şöyle bir sıkıntı yaşıyoruz. İnternetten, e-devlet üzerinden bizim ısrarlı taleplerimize bakanlık e-devlet üzerinden üyelik ve işlemlerini bize sunmuyor, kapatmış. Hemen yanı başınızdaki bir işçi kardeşimiz telefonu eline alıyor, senin yanında efendim onu da biliyorsunuz, partiler de Katılabiliyor. Partisini de değiştirebiliyor. Sendikasını hatta dernek üyeliğinden bir telefonla istifa ediyor. Bize gelince hem de tedbirleri var. Üç tane hemen üyelik formu, bir tane üç yazı. Bu da yetmez. Üye olduktan sonra bilgili müftülük bizim genel merkeze bütün bunları tekrar derleyip toplayıp zarf olarak gönderiyor. Al sana tasarruf tedbirleri. Sayın Mehmet Şimşek. Memur Sen, üye kaybedecek diye sen bizi niye oyalıyorsun? Efendim diyor, biz bunu açarsak diyor, memur sende üye kalmaz. Kusura bakmayın ha bunu açmak zorundasın. Gün gelecek onu açacaksınız. Bakın zam oranları açıklandı. Kasım ayındayız. Yapmış olduğu tüm toplantılarda herhalde hedefi tek tutturan ben oldum. Dedim ki arkadaşlar gelecek olan zam oranı çok net. On bir buçuk civarında geleceksiniz. On iki milyon olmayacak. Nereden gidiyor? Eee zaten yüzde altıya işte Memursen heyeti toplu sözleşmede evet demişti. Gelecek olan enflasyonun da aralık ayında nasıl oluyor da bilmiyorum. Hangi kalemlere bakıyorlarsa bir anda tak diye ararken düşüyor. Dolayısıyla yüzde dörtlük beşlik de bir enflasyon farkıyla ne oldu? Zam oranı on bir nokta elli dört oldu. On bir nokta elli dört değil. Aldığımızda yüzde o yüzde beşlik şey dediğimiz şey altı aylık paramızın kaybıdır. Yeniden değerlendirme oranı yüzde kırk dört nokta doksan üç. Arkadaşlar pasaporttan araç muayenesine kadar tüm harçlara vergilere yüzde kırk dört doksan üç mü yetmiş üç zam geldi. Ama bize gelen zam yüzde nokta o bir nokta elli dört.
Memur sen ne yaptı? Efendim dedi çok sinirlendik, çok kızdık. Biliyorsun bunlar bir huyu var. Bunlar masada otururken Tatar Ramazan filmi izlediniz değil mi? Tatar Ramazan gibi oturuyorlar. Bunlar şekli var. Gerçi bunlar vatanın kalktıktan sonra yüzde elli zam alacak, bozmuyorlar. Kalkarken Zeki Müren gibi kalkıp bizi mahcup ediyorlar. Aynen böyle. Hiç kusura bakmasınlar. Bir şeyi anlatmak için bence bu ifadeleri kullanıyorum. Şimdi bu arkadaşlar i ağustos ayında yaptıkları toplu sözleşmede yüzde 6’ya imza attılar. Şimdi diyorlar ki imza atmadık. Peki eylem olarak ne yaptın? Maliye Bakanını istifaya davet edebiliyor musunuz? Edemezsiniz Edemezsin. Neden? Çünkü o gösterilen hepsi tiyatro arkadaşlar. Kendi aralarında anlaştılar. Ali baba dedi ki hiç sıkıntı değil. Ben bu 1 milyonun yanında hazırlanmasını bilirim. Vatan, millet, sakarya, yedi düvel, , İslam derim ikna ederim” dedi.
O yüzden arkadaşlar bizim kendimize gelmemiz lazım. Uyanık olmamız lazım. Bu diyanet sendikaları için de söylüyorum. Al sendikası B sendikası bazen burada isim veriyorum kötülemek için değil. Arkadaşlar yetkili sendika eleştirileri şimdi mesela muhalefet kimi eleştiriyor? Muhalefet muhalefeti eleştirmez ki. Muhalefet iktidarı eleştirir. Şimdi masada olduğu için mecburen onları bekliyorum. Hakaret etmediğimiz müddetçe bu arkadaşlara eleştirilere tahammül edecekler. Biz işimize bakalım. Bizim problemimiz çok. Bir 60 bin liramıza el koyacaklar. Ve bu anlaşma iki yıllığına ne yapıyor? 60 bin liralık el koyacak. Teşkilat yasamızın güncellemesi lazım. Kıymetli kardeşlerim bizim caminin toplam faturaları devlet tarafından karşılanmalıdır Peki israfın önüne nasıl geçer? Ben size söyleyeyim. Bir mühendis bir uzman gelecek. Bir caminin ısınmada soğutma. Kaç dakikada hangi kaç enerjiyle ısıtılıp bunu bilir arkadaşlar. O yüzden bunu bizim gündemden hiç düşünmememiz lazım.”