İYİ Partili Kasapoğlu'ndan Kalaycı'ya yanıt

İYİ Parti Bartın İl Başkanı Mehmet Kasapoğlu'ndan AK Parti Bartın İl Başkanı Turhan Kalaycı'nın açıklamalarına yanıt.

AK Parti Bartın İl Başkanı Turhan Kalaycı katıldığı bir programda gündeme dair açıklamalarda bulunurken sorulara da yanıt verdi. İYİ Parti İl Başkanı Kasapoğlu, Kalaycı’nın sel felaketi sonrasında mağduriyetlerin giderilmesi başta olmak üzere ‘Güçlü Türkiye’, ‘Kamu Kurum ve Kuruluşlarına personel alımı’ ve ‘Genel Merkezin askerleriyiz’ gibi söylemlerine karşılık açıklamalarda bulundu.

Belgeleri ile paylaşsın

İl Başkanı Kasapoğlu iktidar partisi İl Başkanı Kalaycı’nın, “Afetin yaşandığı ilk gün dükkanına su girene 5 bin, evine su girene 3 bin lira olmak kaydıyla Ziraat Bankası açık tutularak paraları yatırıldı ve nasıl bir devleti olduğunu gördü.” Şeklindeki açıklamasına karşılık olarak “Sel felaketinin ilk günü ödemelerin yapıldığına dair belgelerin kamuoyu ile paylaşmasını istiyoruz” dedi.

Bu açıklamayı ispatlamanızı istiyoruz

Kasapoğlu sel afetiyle ilgili açıklamasında, “Doğal afetler, her dönemde her insanın, şehrin, bölgenin ve ülkenin başına gelebilecek engellemesi güç doğa olaylarıdır. Bu konuda “sel felaketleri sizin yüzünüzden oluyor” diye komik polemikler yaratmayacağız. Ancak şunu söyleyebiliriz. Orman alanlarına müdahale edilmiş olması ve akarsu yataklarının ıslahındaki ihmaller, mevcut iktidarın izlediği rant politikasının bir sonucudur. Konu ile ilgili AFAD’ın raporlarını ve tespitlerini incelediğinizde, yaşadığımız sel felaketinin temel sebebini görmüş olacaksınız. Şimdi bazı sorularımız ve taleplerimiz var konu ile ilgili. Afetin yaşandığı ilk gün desteklerin hemen yatırıldığını söylediniz. Sayın Kalaycı, basına dilediğinizi söyleyebilirsiniz. Ancak bu millet, ispatlanamayan açıklamalardan, hayali desteklerden ve vaatlerden yoruldu. Madem bu konuda iddialısınız o halde sizlerden konu ile alakalı belgeleri kamuoyu ile paylaşmanızı ve bu açıklamayı ispatlamanızı istiyoruz.” dedi.

Banka bilgilerine nasıl ulaştınız?

Sel afeti konusunda İl Başkanı Kalaycı’ya sorularda yönelten Kasapoğlu, “Sel geldiği anda ve etkisinin en yüksek olduğu dirençli döneminde zarar tespitlerini su altından hangi teknoloji ile gerçekleştirdiniz? Nerelere su girdiğini, esnaflarımız ile vatandaşlarımızın depolarındaki ve bodrumlarındaki mallarının veya eşyalarının değerini su altındayken ilk gün, hatta sonraki gün ve hatta 3.gün, zarar tespiti ile birlikte nasıl belirleyebildiniz? Hangi karar mekanizması ile aynı gün ödeme kararı çıkararak açık olduğunu iddia ettiğiniz Ziraat Bankası’ndan ödemeleri gerçekleştirdiniz? Diyelim ki olağanüstü yeteneklerle ve bizim bilmediğimiz bir teknoloji ile bunları belirlediniz. Peki ilk gün tespitini yaptığınız mağdurların daha kimler olduğunu ismen, fiilen ve tabela bazında dahi oluşturulmamışken banka bilgilerine nasıl ulaştınız? Gerçeği yansıtmasa dahi TÜİK verilerine göre enflasyonun % 85’lerde olduğu bir dönemde 3 bin veya 5 bin TL yardımın mağdur vatandaşlarımıza derman olduğunu mu düşünüyorsunuz? Mal ziyanının hiç konusunu bile açmadan, verdiğiniz desteğin boya ve sıva parasına yeteceğine hangi gerçeklere dayanarak inanıyorsunuz? Bodrumlara ihtiyaç fazlasını atarız o sebeple destek vermedik demişsiniz. Sayın Kalaycı, bodrumlara ihtiyaç fazlası ürünler değil, kullanılmayan, bir gün ihtiyacı karşılayabilecek veya yer sıkıntısından dolayı konulmak zorunda kalan malzemeler konulur. Bir öğrenci bodrum kattaki depolara kitaplarını koyabilir. Paha biçebilir misiniz? Solunum sıkıntısı çeken bir vatandaşımız yedek solunum cihazını, kullanmadığı elektronik bir aletini, yeni doğacak bebeğinin yeri olmadığı için özenle aldığı eşyalarını vb. gibi senaryolara paha biçebilir misiniz? Bu ihtimalleri görmezden gelip, nasıl ihtiyaç fazlası diyebilirsiniz?” ifadelerinde bulundu.

Lütfen bizleri ikna edin

Kalaycı’nın ‘Güçlü Türkiye Açıklaması’ karşısında da eleştirilerde bulunan Kasapoğlu, “Güçlü Türkiye’den bahsediyorsunuz. Allah aşkına bize güçlü Türkiye’yi anlatın biraz. Örneğin bizi işsizliğin olmadığına, çiftçinin tarlasını mutlu mesut nasıl ekebildiğini, gençlerimizin geleceğe dair umutlarının var olduğuna, ev ve araç alımındaki refah düzeyinin yüksek olduğuna, kiraların düşük olduğuna, devlet ihalelerinin yandaşa verilmediğine, evlerde tencerenin sorunsuz şekilde kaynadığına, göç ve mülteci akımının nasıl kontrolde olduğuna, para karşılığı vatandaşlık verilmediğine, kamuya ait hangi ilde hangi fabrikaların olduğuna ve istihdam oranlarına ve bunlarla beraber Dünya ülkelerinin bizi nasıl kıskanabildiğine lütfen bizleri ikna edin.” Dedi.

Nasıl güzel bir sistem var diyebilirsiniz?

Kamu Kurum ve Kuruluşlarına personel alımı hususunda Kalaycı’nın, “Kendi evladım da olsa gidecek İŞKUR’a başvuracak, oradan kura çıkacak ve öyle alınacak. KPSS’si yüksek olan girecek. Güzel bir sistem var.” açıklamasına karşılık olarak ise Kasapoğlu şu şekilde konuştu, “Sayın Kalaycı’nın hayalindeki ülkeden bahsettiğini düşünüyorum. Sayın Kalaycı, bu açıklamanızda hayalinizdeki Türkiye’yi kastettiğinizi düşünüyorum. Bizler de sizin gibi düşünüyoruz. Olan biteni görmezden gelip şu an böyle bir adalet sistemi varmışçasına bu cümleleri kurmanıza ihtimal vermek istemiyorum. Çünkü siz de biliyorsunuz sınav güvenliği sağlanamadığı için defalarca soruların çalınması yönündeki şaibeler sebebiyle iptal edilen sınavları. Siz de biliyorsunuz KPSS’de yüksek puanlar alıp, sözlü mülakatlarda elenen evlatlarımızın olduğunu. Siz de biliyorsunuz İŞKUR kapısının önünde metrelerce kuyruk oluştuğunu. Üniversitesini bitirip devletine ve milletine hizmet vermek isteyen bir gençlerimize neden istihdam sahaları açıp kuraya tabi tutmadan iş sağlayamıyorsunuz? Mesela kamusal istihdam alanlarını özelleştirdiğiniz için olabilir mi? Gençlerimiz sınava girecek parayı dahi bulamazken, nasılsa torpilli olanlar girecek ümidim yok cümlesinin aksi düşüncesine ikna edemiyorken nasıl güzel bir sistem var diyebilirsiniz? Geçtiğimiz günlerde katledilen müzisyen evladımız Onur Şener’in sanıklarının sabıkası olmasına rağmen, milli güvenlik ve istihbarat önem düzeyinin yüksek olduğu bir kuruma hangi mantıklı gerekçeyle işe aldığını daha açıklayamamışken, torpilin olmadığına bu milleti nasıl ikna edeceksiniz?”

Bizler milletimizin istediğini yapacağız

Kalaycı’nın “Genel merkezimizin biz askeriyiz. Komutan ne derse biz onu yaparız.” Söylemlerine de yanıt veren Kasapoğlu şunları kaydetti, “İşte aramızdaki fark bu! Siz genel merkezinizin istediğini yaparken, bizler milletimizin istediğini yapacağız.  Sizler, saraydan gelen emirleri uygularken, bizler milletimizden gelen emirleri uyguluyoruz. İYİ Parti olarak kendi içimizde de bir karar alırken, gerçek demokrasiyi uygulayarak adaletli seçimler düzenliyor ve milletimizin menfaatine ne olacaksa o yönde planlarımızı hazırlıyoruz. Bizler; verilen emirlerle değil, liyakat sahibi profesyoneller tarafından planlanan kalkınma politikaları ile hareket edeceğiz. İYİ Parti olarak, gençlerimizin geleceğini tekrar teminat altına alacağız. Çiftçisinden emeklisine, öğrencisinden doktoruna, işçisinden öğretmenine kadar kimseyi ayırmadan hakkı olan refah düzeyine en kısa sürede ulaştıracağız. Ekonomiyi havada kalan verilerle değil, bilim ve matematiksel olgularla yöneteceğiz. Bu ülkeye adaleti, güveni ve istikrarı getireceğiz. Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yoldan, çağdaş muasır medeniyetler seviyesine milletimiz ile birlikte emin adımlarla kuvvetlenerek çıkacağız. Merak etmeyin. Hepimiz iyi olacağız. Bartın iyi olacak.”
 

Bakmadan Geçme