'Facia olmadan orada olsaydınız keşke'
CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz'ın Amasra Maden Faciası'na ilişkin 'Biz, kaza olduğu andan itibaren ailelerimizin acısını onlarla birlikte yaşadık ve yaşıyoruz. Dün yanlarındaydık, bugün yanlarındayız yarın da yanlarında olacağız, ama biz şehitlerimizi ve ailelerini başka amaçlara alet etmiyoruz' sözlerine yanıt verdi.
CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz’ın Amasra Maden Faciası’na ilişkin “Biz, kaza olduğu andan itibaren ailelerimizin acısını onlarla birlikte yaşadık ve yaşıyoruz. Dün yanlarındaydık, bugün yanlarındayız yarın da yanlarında olacağız, ama biz şehitlerimizi ve ailelerini başka amaçlara alet etmiyoruz” sözlerine yanıt verdi.
CHP’li Bankoğlu geçtiğimiz gün Meclis Genel Kurulu’nda 43 madencinin yaşamını yitirdiği Amasra Maden Faciası’na ilişkin yaptığı konuşmada “facianın göz göre geldiğini, ihmal ve denetimsizlik nedeniyle katliamın yaşandığını” iddia etmiş ve hükümeti sert sözlerle eleştirmişti.
AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz verdiği yanıtta “Bakan Tunç’un adli yargılamayı yakından takip ettiğini, şehit ailelerinin yanında olunduğunu ve anma etkinliklerine davet edildiğini” ifade etmişti.
Facia gibi açıklama
Bankoğlu, AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz’a verdiği yanıtta şunları söyledi:
“Amasra Maden Faciası’na ilişkin AKP’lilerin verdiği demeçlere baktığımızda yüreğimiz bir kez daha kanıyor. Amasra Müessesesi (ATİM) için başta bilirkişiler ve odalar olmak üzere onlarca rapor yayınlandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın soruşturma raporu bile facianın nasıl yaşandığını, ihmalleri, liyakatsizliği, disiplinsizliği satır satır anlatıyor. TTK Genel Müdüründen başlayarak madende çalışan iş güvenlik uzmanlarına kadar yönetim hiyerarşisinin nasıl bozuk olduğunu, maden ocağının yıllardan beri süregelen yapısal sorunlarının olduğunu, patlamanın açık ve net ihmal ve işbilmezlik olduğunu anlatıyor. Bunlar resmî belgeler, kurum ise devletin kurumu. TMMOB, Maden Mühendisleri Odası’nın dediklerini dikkate almıyorsunuz, bari kendi kurumlarınızın soruşturmalarını önce bir okuyun. Yine Bilirkişi Ön İnceleme Raporu var ve ayrıca Meclis Araştırma Komisyonu’ndaki muhalefet şerhini okumanızı da ayrıca öneriyorum. Tüm bu raporları okuyunca, mahkemede tanıkların ve işçilerin ifadelerini dinleyince isyan etmemek mümkün değil. 43 madenci resmen ve göz göre göre rant için katliama kurban edilmiş. Denetim sıfır, teftiş yapılmamış, iş güvenliği sıfır, uyarılar ve şikayetler hiç dikkate alınmamış, en üstten en altta çökmüş bir yönetim kademesiyle işçileri ölüme yollamışlar. Bu faciaya kaza, hasbelkader yaşanmış olay gibi yaklaşmak en başta orada yaşamını yitiren madencilerin anısına saygısızlıktır, bu fecaat açıklamayı kabul etmiyoruz.”
İnsanlara iş, aş diye ulufe mi dağıtıyorsunuz?
“Devletimiz şehitlerimizin yanında, ailelerimizin yanında” gibi sözlerle hamaset yapılmasına yıllardır alışığız. Devletin görevi bir afet, bir facia yaşandıktan sonra mı olan biteni takip etmektir? Amasra’da 70’li yıllardan kalma havalandırma sistemleri kullanılırken, TTK’da ve ATİM’de yöneticiler keyfi iş yaparken neredeydiniz? Yoksa o bahsettiğiniz devlet, resmi rapora göre sorumluluğu kesinleşen TTK Genel Müdürü’nü bir an önce EYT’den emekli etmekle mi meşguldü? Ne Saray’ın, ne onun yöneticilerinin işçiler, madenciler, geride kalan gözü yaşlı aileleri hiçbir şekilde umurunda değil. Koltuk gitmiyorsa, rant bozulmuyorsa, düzen sürüyorsa hiçbir sorun yoktur. Amasra gerçekten umurunuzda olsaydı ondan sonra hala madenlerde katliam gibi iş cinayetleri yaşanmazdı. Ailelere iş verdik diye övünmek ise insanlık adına utanç verici bir durum. Kendi cebinizden, şirketinizden insanlara ulufe mi dağıtıyorsunuz? Bu ülkede herkesin insan onuruna yakışır bir işte ve ücretle çalışmaya hakkı var. Üç kuruş için evlatlarını okutmak için yerin yedi kat altına, o güvensiz ocaklara girip çalışan insanların da insan onuruna yakışır bir hayat sürmeleri gerekirdi. Bunun günahını mı çıkarıyorsunuz? Sayın Aldatmaz şunu bilmeli ki, hiçbir para, hiçbir iş gideni geri getirmiyor, bu acıyı söndürmüyor. Sadece adaletin olması bir nebze yüreklere su serpecekti, onu da çok görüyorsunuz. Ailelerin anmaya davet edilmesini ise en iyi aileler biliyor. Gerçeği öğrenmek işinize gelecekse ailelere sorabilirsiniz.
Adalet Bakanı hiç zahmet etmesin, onun işi çok
Sayın Aldatmaz, Türkiye’nin en adaletsiz döneminin Adalet Bakanı’nı var gücüyle savunmak için de birkaç söz söylemiş. Boşuna yorulmasın. Adalet Bakanı şimdi yargı paketiyle onlarca suç dosyası olanları serbest bıraktırmanın derdine düşmüş durumda. Yargıda rüşvet, yolsuzluk nasıl sümenaltı edilir, onunla ilgileniyor. İsrail’e yük yük gemilerin taşınmasına göz yumup yurt içinde Filistin’e sahte gözyaşları dökmekle meşgul. Adalet Bakanı’nın Amasra’ya olan tek ilgisi, hezimet yaşadığı yerel seçimde halkın oylarıyla seçilmiş Amasra Belediye Başkanı’na masa başında kumpas kurmak. Amasra Maden Faciası Davası’na, duruşmalara katılmak demek, hakime savcıya talimat vermek demek değil. Sayın Aldatmaz’ın davalara müdahil olmayı yargıya müdahale olarak anlamasını doğal karşılıyorum. Zira AKP’de başka bir usul bilinmiyor; ancak bilsin ki, Bakanlıklar davalara müdahil olabiliyor. Böyle bir faciada kendisine yakışır şekilde “yalandan” da olsa duruşmaya gelip en azından ailelere yanında olduğunu gösterebilirdi. Böyle bir talebi yok kimsenin, o ayrı. Ama Adalet Bakanı böyle bir zahmete bile girmedi. Bu Sayın Aldatmaz için de geçerli. İlin milletvekili olarak 8 duruşma geçti, siz neredeydiniz? Duruşmayı izleyince yargıya müdahale mi etmiş olacaktınız? Gerçi bundan sonra böyle bir zahmete girmenize de gerek yok.
Siyasete alet eden de, acıları kullanan da sizsiniz
Son olarak “Ailelerimizin yaşadıkları acıları siyasi malzeme olarak kullanmak kabul edilebilir bir şey değil. Ortada büyük bir kaza var, kaza ile ilgili bir de yargı süreci var. Bizim Adalete güvenimiz tamdır” sözlerine yanıt vermek gerekiyor. AKP’lilerin yaşanan her faciada bugüne kadar “aman siyaset bulaştırmayın, siyasete alet etmeyin” diye sözler etmesinin tek nedeni, ihmalleri, iş bilmezliği, torpili acıların ardına gizleme gayesidir. Amasra’da yaşanan, hatta ülke genelinde yaşanan iş cinayetleri tümüyle siyasidir. Örneğin insanları karın tokluğuna, güvensiz ortamlarda, güvencesiz çalıştırmak tamamen politik tercihtir. Bir maden ocağında iş güvenliğini hiçe sayıp, asli görevini yani denetim ve gözetimi yapmamak, iş kazalarına göz yummak yine siyasi bir tercihtir. Ya da Kozlu’da 9 işçinin öldüğü bir maden ocağından sorumlu birini TTK’ya atayıp faciadan sonra cezadan yırtsın diye apar topar diye emekli etmek yine siyasi bir tercihtir. Veya faciadan sonra “biz kader planına inanmış insanlarız, olur böyle şeyler” demek yine oldukça siyasi bir söylemdir. Hepimiz bu acıların, adaletsizliğin siyasi bir tercih sonucu olduğunu çok biliyoruz ama iktidar sahipleri acıların üzerine tepiniyor, tam da “siyasete alet etmeme” söylemiyle bu acıları kullanıyor. Buna izin vermeyeceğiz. Aldatmaz’ın “adalete güvenimiz tam” sözünü ise herhangi bir gün, herhangi bir saatte gündemi okuyan, izleyen Bartınlı hemşehrilerimin vicdanına bırakıyorum.