CHP'li Kaboğlu Bartın'da
CHP İstanbul Milletvekili ve Anayasa Hukukçusu İbrahim Kaboğlu Bartın'da konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili ve Anayasa Hukukçusu İbrahim Kaboğlu Bartın’a gelerek partisinin İl Başkanlığında düzenlenen basın açıklamasında, “Eğer Türkiye’de bir hukuk güvenliğini ve hukuk düzenini sağlayabilirsek yargı bağımsızlığını tesis edebilirsek bu doğrudan iktisadi hayata da yansıyacak. İnsanların paralarının bir geceden sabaha bu kadar erimesinin önüne geçebilecek bir çözüm tarzı olacaktır. İnsanlar hukuki güvenliğe sahip olduğu sürece, iktisadi güvenliğe sahip olabilirler.” Dedi.
CHP İstanbul Milletvekili ve Anayasa Hukukçusu İbrahim Kaboğlu Bartın’a yapmış olduğu iki günlük ziyaretin birinci gününde parti temsilcileri ile birlikte, kuruluşları, örgütleri, platformları ve birimleri gezdi.
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, CHP İl Başkanı Selim Karakaş ve partililer ile birlikte yoğun bir program ile ziyaretlerde bulunan Vekil Kaboğlu, ziyaretinin ikinci gününde ise partisinin İl Başkanlığında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklama öncesi konuşan Vekil Bankoğlu, geçtiğimiz günlerde Fransa Devleti tarafından onur nişanı ile ödüllendirilen, Vekil Kaboğlu’yu şu sözler ile tebrik etti; “Fransız Devleti tarafından onu nişanı ile ödüllendirildi. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte nişanın kendisine verildiği anda oradaydık. Çok duygulandık ve onur duyduk. Hocamızı bir kez daha tebrik ediyorum bu onuru bizlere yaşattığı için.”
“Bartın Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorunlardan ayrı değildir”
Vekil Kaboğlu, konuşmasında Bartın’da ziyarette bulunduğu yerlerde edindiği izlenimleri şu sözlerle anlattı; “Dün sabahtan bu yana ziyaret ettiğimiz kuruluşlar, örgütler, platformlar, birimler hemen hemen Bartın’ı ve farklı sektörleri kucaklayan bir çeşitlilikte ve yoğunlukta. Ben çok şey öğrendim, Bartın adına pek sevindirici bir temsiliyet söz konusu. Ayrım yapmadan Bartın’da ziyaret ettiğimiz, görüştüğümüz Bartın Platformuna kadar değişik kesimler, işyerleri, esnaf ve sanatkârlar Bartın’ın sorunları hakkında, yatırımlarından, çevre sorunlarından, maden işletmelerine kadar sahip olduğu potansiyel ve bu potansiyelin nasıl değerlendiğine dair somut bilgilere sahip oldu. Şunu gördüm, Bartın Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorunlardan ayrı değildir. Türkiye şuanda büyük bir pahalılık ve yoksullaşma süreci yaşıyor. Paramızın değerini sürekli kaybetmesini biz burada da gerek örgüt temsilcilerimizde yaptığımız sohbetlerde, gerekse sahada esnaf ile yaptığımız görüşmelerde bunu gözlemlemiş oldu. Bu nedenle Bartın’ın sorunlarını kuşkusuz, kendi özgür yönlerini ihmal etmeden Türkiye sorunları bağlamında değerlendirmemiz gerektiğini düşününce bir kez daha teyit edildi.
Biz CHP olarak bütün Türkiye’yi kucaklamaya çalışıyoruz ve bütün Türkiye’yi esasen demokratik rejimle hukuk devletini yeniden inşa etmek amacıyla anayasal düzenini yeniden kurmak için ve o yolla kucaklamaya çalışıyoruz. Bizim güçlendirilmiş parlamenter sistem adını verdiğimiz çalışmalar bütünü aslında Demokratik Hukuk Devleti’nin parlamenter rejim ekseninde kurulmasını amaçlamaktadır. Bunun Bartın açısından Türkiye açısından anlamı şudur; Eğer Türkiye’de bir hukuk güvenliğini ve hukuk düzenini sağlayabilirsek yargı bağımsızlığını tesis edebilirsek bu doğrudan iktisadi hayata da yansıyacak. İnsanların paralarının bir geceden sabaha bu kadar erimesinin önüne geçebilecek bir çözüm tarzı olacaktır. İnsanlar hukuki güvenliğe sahip olduğu sürece, iktisadi güvenliğe sahip olabilirler.”
“Türkiye’nin anayasal ve siyasal kazanımları yok edildi”
Kaboğlu, partisinin parlamenter sistem üzerinde çalışmalarını sonuna kadar sürdüreceklerini ifade ederek; “2017 Anayasa değişikliğinde bütün siyasal karar düzeni ortadan kaldırıldı. Osmanlı Devleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal ve siyasal kazanımları yok edildi. Kurumlar ortadan kaldırıldı. Parlamento önünde sorumlu hükümete son verildi ve Türkiye’de bugün ne hükümet var ne de seçilmişlerin sorumluluk ilkesi var. İşte bizim Parlamenter Demokratik sistem olarak adlandırdığımız anayasa yolundaki çalışmalarımız bütün bunları yeniden tesis etmeye ve yeniden kurmaya yönelik. Bu bakımdan alçak gönüllü olmaya gerek bulunmamaktadır. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu büyük bir özverili ile ve adeta Cumhuriyetin 100. yılına giden yolda bir ilk niteliğinde önce 4 partiyi bir araya getirdi. Daha sonra bunlara iki parti daha eklemek suretiyle bütün Türkiye’nin selameti için geleceğe yönelik Türkiye barışı adına hepimizin mutlu ve eşit bir biçimde yaşamamız adına çok güçlü, meşakkatli bir yolculuğa çıkmış bulunuyor. Bu yol zordur, meşakkatlidir ama o derece de bir bakıma kutsaldır. Bu nedenle bu çalışmalarımızı sonuna kadar sürdüreceğiz.” Dedi.
“Onların kalbi Bartın’ın ortak geleceği için atıyor”
Kaboğlu, ziyaretlerinde edindiği izlenimlerden yol çıkarak, Bartınlıların yaşadığı sorunların ülkenin dört bir yanında yaşanan sorunlar ile benzer olduğunu dile getirerek; “Kişisel olarak şunu belirtmek isterim, ben Hukuk Fakültesini 1974 Haziranında hemen o gece Amasra’ya geldim. Burada kovid döneminde sahaya çıkamadım. 3 yıldır ilk kez sahaya çıktım ve ilk çıkış olarak Bartın ve Amasra’ya oldu. Bu 48 saatlik ziyaret 45 yıl öncesine göre çok daha anlamlı ve zengin bütün Bartınlıların ne kadar konuksever olduğunu görmemin ötesinde, Bartınlıların çevrelerini, doğalarını sahip oldukları değerlerini özenle ve özveri ile koruma mücadelesine de tanıklık etmiş oldum. Bartınlılar hangi sektörde olursa olsun, ister işçi, ister işveren olsun, esnaf olsun, avukat olsun, farklı kesimde yer alsın onların kalbi Bartın’ın ortak geleceği için atıyor. Korunmuş bir çevre, doğal kaynaklarının muhafaza edildiği, sürdürülebilir bir çevrenin gerekli olduğunu yönünde. Bartınlıların verdiği mücadele yalnızca Bartın sınırı değil diğer Türkiye’nin her yanında benzer sorunları çözmeye çalışan birçok platform, birçok kuruluş ile işbirliği çerçevesinde bunu yapıyor olmaları kayda değer. Bu güne kadar ben Mecliste sevgili Vekilimiz Aysu Bankoğlu’ nun orada Bartın’ın sorunlarını dillendirmesiyle tanıklık ediyordum. Bütün bunları burada bizzat gözlemiş bulunuyorum. Bundan böyle beni de fahri hemşeriniz olarak mecliste fırsat bulmuş olduğum sürece vermiş olduğunuz bu onurlu mücadelenin sözcüsü olarak kabul edebilirsiniz.” Şeklinde konuştu.
“Oto sansüre yöneltecek bir uygulama”
Kaboğlu konuşmasının devamında sosyal medya kanun teklifine de değindi. Kaboğlu bu düzenlemenin meclisten geçmemesi için ellerinden geleni yapacaklarını ifade ederek; “Bir tür dezenformasyon yani yanlış bilgiye sapma yaparak, kamuoyuna yansıtılması açısından çok belirsiz, geniş ve basın mensuplarını oto sansüre yöneltecek bir uygulama. Biz Dijital Mecralar Komisyonunda görüştük, önümüzdeki Perşembe günü asıl komisyon olarak Adalet Komisyonunda görüşeceğiz. Bu düzenlemenin meclisten geçmemesi için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Geçerse de hemen anayasa mahkemesine götüreceğiz. Çok tehlikelidir, bunu özellikle genç basın mensuplarının incelemesinde yarar var. Hiçbir zaman bizler gerçek bilgileri paylaşmaktan vazgeçmeyeceğiz. Ne ise gerçek onu paylaşacağız.” Dedi.