'Asgari ücretliyi silkelediler'

CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, 2025 yılı asgari ücretinin 22 bin 104 TL olarak açıklanmasına sert tepki gösterdi. 

“Saray rejimi vergilere yüzde 43, kiralara yüzde 60 zam yapıp asgari ücretliye yüzde 30’u reva gördü” diyen Bankoğlu, yeni yılda tek gündemin derin yoksulluk olacağını ifade etti.

Yüzde 30, asgari ücrete zam veya artış değil, hırsızlıktır!

Bankoğlu’nun açıklamasında şunlar yer aldı: Saray, asgari ücreti açlık sınırının dahi altında 22 bin 104 lira olarak açıkladı. Erdoğan’ın sosyal medyada “hayırlı olsun” diyerek açıkladığı bu ücretin hiçbir hayrı, faydası yok. TÜİK’in makyajlı verilerindeki resmi enflasyonun dahi çok altında bu ücret, ne asgari ücretin bir yıldaki kaybını telafi etti, ne de en azından açlık sınırının üzerine çıkabildi. Vergi ve harçlara yüzde 43 zam yapan, kiraların resmi olarak yüzde 60 arttığı, doğalgaza yüzde 38 zam yapıldığı, iğneden ipliğe her şeyin günden güne zamlandığı bir ülkede, asgari ücretliye yüzde 30 zam yapılması, işçiye yeni yılda açlığa terk etmekten başka bir anlama gelmiyor. Yüzde 30’a zam diyemiyoruz, çünkü enflasyonun altında; artış diyemiyoruz, çünkü olası faiz indirimi ve dövizin artışıyla para birimi daha da değer kaybedecek. Bu olsa olsa Saray eliyle asgari ücretli milyonların cebinden para çalmaktır, emeğini çalmaktır, geleceğini çalmaktır. 

Saray’ın işçiye yeni yıl hediyesi: açlık

Asgari ücreti yüzde 30 artırdığını söyleyen iktidar, işverene verdiği 700 TL’lik desteği 1000 TL’ye çıkarmıştır. İşveren desteğine dahi yüzde 42 artış yapılırken işçi hiç düşünülmemiştir. Ertesi gün partisinin grup toplantısında Recep Tayyip Erdoğan’ın gönlünden ayrıca bir şey kopar mı diye bekleyenler de yine hüsrana uğradı. Sabır dileyen bir cumhurbaşkanımız var çok şükür, böyle olunca kimsenin sırtı yere gelmez. Tam bir yıl boyunca asgari ücretliye Nas ekonomisinin bedelini ödetecekler. Saray, dünyanın en uzun çalışma süresine en düşük maaşını alan, hiçbir güvencesi ve güvenliği olmayan milyonlarca insana yeni yılda açlık hediye etmiştir. Kendi tabirleriyle asgari ücretliyi silkelemiştir. Üstelik bu artışı hiçbir usule uygun olmadan, Balıkesir’de 12 işçimizin iş cinayetinde hayatını kaybettiği gün yapmıştır. Bu açıkça işçi düşmanlığıdır. Milleti kendi vatanında köle etme projesinin son sahnesini devreye sokmuşlardır.

Yeni yıl hak arama mücadelelerinin yılı olacaktır

Yeni yılda her zamankinden daha fazla derin yoksulluğu, sosyal patlamaları, krizleri konuşacağız. Kiraların 20 bin bandında olduğu, vergilerin katlandığı, faturaların yüzde 100’den fazla arttığı, market alışverişinin lüks sayıldığı ülkede asgari ücretli kaderine terk edilmiştir. Yeni yılda üstelik bir yıl boyunca geçerli olacak bu parayla, Saray’ın işçiye anlatacağı bir masal da kalmamıştır. Artık bir evde üç kişi bile asgari ücretle çalışsa yoksulluk sınırına ulaşamıyor. Bu tabloda sendikalar ile birlikte işçiler ve toplumsal muhalefete düşen tek görev emeğin hakkını alması için mücadele etmektir. Hamaset yaparak değil, eyleme geçerek çalışanın hakkını savunmak zorundayız. 2025 yılında grevlerin, hak arama mücadelelerinin, işçi hareketinin yoğun geçeceği bir yıl olacağı açıktır. Saray’ın zor kullanarak bunu bastırması, manipülasyonlarla milleti oyalayacak gücü kalmamıştır.

Asgari ücreti saray eliyle uluslararası sermaye odakları belirledi

Çalışan nüfusun yüzde 60’a yakını asgari ücret almaktadır. Asgari ücretin istisna olması gerekirken olağan ücret olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu rakamı IMF’nin, uluslararası sermaye merkezlerinin, kredi derecelendirme kuruluşlarının belirlediği de ortada. Saray ve Şimşek politikası yurt içinde yerlilik ve millilik masalı anlatırken yurt dışında uluslararası merkezlerin maşası olmuş, kendi halkına, çalışanına açlığı reva görmektedir. Bunu da vatandaşımızın çok iyi bilmesi gerekiyor. Saray ise vatandaşı sosyal yardımlara muhtaç hale getirip yoksulluğu yöneterek iktidarını korumak istemektedir. Ancak hiçbir baskı ve söylem, Türkiye Yüzyılı safsatası boş tencerenin, yoksulluğun krizini çözememiştir, çözemeyecektir. Biz CHP olarak asgari ücretlinin, çalışanın, işçi ve memurun insan onuruna yakışır bir hayat yaşaması ve emeğinin karşılığını alması adına tüm gücümüzle mücadeleye devam edeceğiz. İşçiyi köle gören, güvencesiz, güvensiz ortamlarda ölüme terk eden, açlık sınırında bir hayatı reva gören bu anlayış kaybetmeye mahkumdur.