YKS sayısal 1'incisi Mustafa Özcan: 'Günlük ortalama 400 ile 500 arası soru çözdüm'
Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) Alan Yeterlilik Testleri (AYT) oturumunda sayısal birincisi olan Mustafa Özcan, 'Sevdiklerimin desteğini boşa çıkarmamak için günlük ortalama 400 ile 500 arası soru çözdüm. Toplamda bir senede 200 bin soru çözdüm' dedi.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) Alan Yeterlilik Testleri (AYT) oturumunda sayısal birincisi olan Mustafa Özcan, “Sevdiklerimin desteğini boşa çıkarmamak için günlük ortalama 400 ile 500 arası soru çözdüm. Toplamda bir senede 200 bin soru çözdüm” dedi.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı sonuçlarının açıklamasının ardından AYT, YDT ve TYT olmak üzere üç oturumdan oluşan sınavlarda dereceye giren öğrenciler belli oldu. Sınavda Ankara Atatürk Anadolu Lisesi öğrencisi Mustafa Özcan, AYT'de 80 sorunun 80'ine doğru cevap vererek 500 tam puanla Türkiye 1'incisi oldu. Yıl boyu 200 bin soru çözdüğünü ifade eden Özcan, sınava hazırlık sürecini İhlas Haber Ajansı'na (İHA) anlattı.
“Günlük ortalama 400 ile 500 arası soru çözdüm”
Özcan, sınava yoğun bir çalışma temposuyla hazırlandığını belirterek, “Zaman zaman tempoyu arttırdım. Kendime güvenimi hiçbir zaman kaybetmedim. Bu süreçte ailem, sevdiklerim, öğretmenlerim, okul müdürüm ve müdür yardımcılarım herkes destek oldu bana. Ben de onların desteklerini boşa çıkarmamak için elimden geleni yaptım. Günlük ortalama 400 ile 500 arası soru çözdüm. Toplamda bir senede 200 bin soru çözdüm. Düzenli olarak her gün konularıma çalışıyordum ve ondan sonra da soru çözmeye başlıyordum” diye konuştu.
“Hayalim kendi şirketimi kurmak ve yeni teknolojiler üretmek”
Sınava ilk girdiğinde heyecanlı olduğunu ifade eden Özcan, “Soruları çözmeye başladım ve devam ettim. Sınav sürecinde heyecanım giderek azaldı. Gitmek istediğim üniversite tam olarak belli değil fakat bölüm olarak bilgisayar mühendisliğini yüksek oranda düşünüyorum. Gelecek hayallerim olarak kendimi ileri süreçte daha yüksek mevkilerde görmek istiyorum. Hayalim kendi şirketimi kurup, o şirketin başında durarak yeni teknolojiler üretmek ve bu teknolojileri ithal ve ihraç etmek” açıklamasında bulundu.
“Sınava girecek arkadaşlara tavsiyem çalışmaları”
Mustafa Özcan, üniversite sınava hazırlanan öğrencilerin stresten ve heyecandan uzak durmaları gerektiğini dile getirerek, “Çalışınca stresim azaldı. Çünkü sonuca götüren şey çalışmaktır. Ben de çalışınca bu sonuca varacağımı tahmin ediyordum. Böyle olunca da heyecanım iyice azaldı, kendime güvendim. Sınava girecek arkadaşlara tavsiyem çalışmaları. Çok çalışsınlar, çalışma dengesini kurmak lazım. Milli Eğitim Bakanlığı yayınlarını takip etsinler. Piyasada yer alan kendilerine uygun soruları çözsünler ve takıldıkları konularda öğretmenlerinden yardım alsınlar” dedi.
Özcan, henüz hangi şehirde ve hangi üniversitede okuyacağına karar vermediğini ifade ederek, karşısına çıkacak tüm imkanları düşüneceğini söyledi.
“Hatalardan ders alarak, eksiklerimizi görerek onları gidermeye yönelik çalıştık”
Anne Derya Özcan ise oğlunun daha iyi bir eğitim görmesi için Kayseri'den Ankara'ya taşındıklarını belirterek, ardından gelen pandemi dönemindeki uzaktan eğitim sürecinde oğlunun çalışmaktan vazgeçmediğini vurguladı. Özcan, oğlunun hiçbir ders konusunu ertelemediğini de sözlerine ekleyerek, “Önce konu tekrarı yaparak, sonrasında da kolaydan zora doğru değişik kitap ve kaynaklardan değişik soru tarzlarını gördü. Bir dersten veya bir konudan 1 veya 2 yanlışı varsa burada bir eksik var deyip o konuların üzerine gittik. Tabii ki her sınavda çok başarılı olamıyordu. Biz de hatalardan ders alarak, eksiklerimizi görerek onları gidermeye yönelik çalıştık” şeklinde konuştu.
“Mustafa pek dillendirmese de bir derece hayali vardı”
Oğlunun 9'uncu sınıftan beri her sene sınava girecek gibi çalıştığını ifade eden Derya Özcan, şöyle devam etti:
“Mustafa pek dillendirmese de bir derece hayali vardı. Biz de bu doğrultuda beklentiyi yüksek tuttuk ve buna göre çalıştık. ‘Yıldızları düşünen dağları aşar' diyerek ona göre bir çalışma temposu tutturduk. Derece yapamasa bile ilk 10'da, ilk 100'de veya ilk 1000'de tamamlar ve istediği üniversiteye gider diye bir beklentimiz vardı. Bu dereceleri bekliyorduk açıkçası. Çünkü düzenli çalıştı, çok gayret etti, hiçbir şeyi ihmal etmedi. Sonuçta emek ve çalışma olunca başarı da kaçınılmaz oluyor."
Anne Derya Özcan, gelecek senelerde çocukları üniversite sınavlarına girecek olan ebeveynlere de uyarılarda bulundu. Özcan, her çocuğun kapasitesinin farklı olduğunu vurgulayarak, çocuklara fazla baskı yapılmamasını önerdi.