Saadet Partisi Gazze için meydanlarda

Saadet Partisi Bartın İl Başkanlığı, İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırıma ilişkin 'Gazze Boşaltılamaz' başlıklı basın açıklaması gerçekleştirdi.

Saadet Partisi Bartın İl Başkanlığı, İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırıma ilişkin 'Gazze Boşaltılamaz' başlıklı basın açıklaması gerçekleştirdi.

Hükümet Caddesinde Cuma Namazının ardından yapılan açıklamada, Gazze'deki soykırıma ve ABD Başkanı Donald Tramp'ın açıklamalarına tepki gösterildi.

Partinin Tanıtım ve Medya Başkanı Emin Titiz yaptığı açıklamada, Siyonist İsrail tarafından Gazze'de uygulan modern tarihin gördüğü en büyük soykırımın tam 467 gün sürdüğünü belirterek, 'Katil İsrail; kadın, çocuk, yaşlı demeden tüm uluslararası hukuku yok sayarak 50 binin üzerinde Gazzeli mazlumu katletti. Tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan bu soykırımda hastaneler, okullar ve ibadethaneler hedef alındı. Gazze'de binalar yıkıldıkça insanlığın temel değerleri d e yıkıldı. Gazzeli mazlumlarla beraber vicdan da öldü. Atılan her bombada Batı'nın demokrasi, insan hakları, hukuk vb kavramları da yerle yeksan oldu. Nazileri aratmayan İsrail'in terörist askerleri, Hitler'i aratmayan katil Netanyahu'nun emri ve emperyalistlerin desteği ile Gazze'yi adeta rehin aldı. İnsanların en temel hak ve hürriyetleri bile yok sayıldı. Hastanelere sığınanlara ölüm yağdırıldı. Yüz binlerce mazlum açlık, susuzluk ve soğukla sınandı. En sonunda ise yerlerinden, yurtlarından göçe maruz kaldılar. Bütün bunlar olup biterken Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri ve dünya ülkelerinin çoğu ya sessizliği y a da suya sabuna dokunmayan kınamaları tercih etti. Devekuşu Paradoksu ile çözüm bulunacağı zannedilmiş, soykırım görmezden gelinmiştir.' dedi.

Titiz şöyle devam etti: 'Değerli basın mensupları, bugün gelinen noktada Gazze'nin neredeyse üçte ikisi yerle yeksan olmuştur. 50 bin insan katledilmiştir ve bunların bir kısmı enkaz altından çıkarılamamıştır. 100 binin üzerinde yaralı mazlum kardeşimiz vardır.Bu rakamlar ve tüm dünyaya yansıyanlar yaşananların apaçık soykırım olduğunu göstermektedir. Birleşmiş Milletler'in yaptığı soykırım tanımına göre belli bir etnik, dini veya siyasi gruba uygulanan saldırılar ve katliamlar soykırım olarak nitelendirilmektedir. Gazze'de bütün bunların işlendiğine tüm dünya şahittir. Yine Birleşmiş Milletler'e göre bir grubu ortadan kaldırmak ya da yaşam şartlarını zorla değiştirmeye çalışmak da soykırım suçları arasında görülmektedir.

İşte bu noktada son günlerde yaşanan gelişmelere değinmek istiyoruz. Uluslararası mahkemeler tarafından soykırım suçu işlediği tescillenen katil Netanyahu'nun ABD'ye yaptığı ziyaret ve ardından Trump'la düzenlenen basın toplantısı, kanlı planların şekil değiştirdiğini göstermiştir. Dünyayı ABD'nin oyun sahası olarak gören ABD Başkanı Trump, söz konusu toplantıda bir kez daha Gazze'nin insansızlaştırılmasına değinmiştir.

Bu plana göre Gazzeliler Ürdün ya da Mısır'a sürgün edilecek ve ABD gerekirse Gazze'ye asker gönderecektir. Yani deniyor ki biz mücahitleri yenemedik, bütün vahşete rağmen Gazze'yi teslim alamadık, meydanda kaybettik ama masada kazanacağız. And olsun ki havadan, karadan ve denizden kuşattığınız, yok etmeye çalıştığınız, tüm suçlara rağmen zafer ilan edemediğiniz Gazze masada da size teslim olmayacaktır. Gazzeli mazlumlar bu süslü cümlelere kanmayacak, pamuklara sarıp sarmalanan demir leblebiyi yutmayacaktır. Gazze ne meydanda ne de masada işgale teslim olmayacaktır. Hadsizce yapılan bu açıklamayı kınıyoruz. Gazze'nin geleceğine şerh düşmek isteyenlere şunu bir kez daha söylüyoruz; Gazze'nin geleceğine sadece ve sadece Gazzeliler karar verecektir. Yaşanan tüm zulme, dökülen kana, verilen on binlerce cana rağmen tarihe geçecek bir mücadele ile direnen ve Gazze'yi terk etmeyen mazlumlar; okyanus ötesinden birileri istiyor diye şehit kanları ile sulanmış Gazze'yi teslim etmeyecektir. Emperyalizmin meydanda kaybeden siyonistlere Gazze'yi altın tepside sunmak istediğinin farkındayız. Barış, özgürlük, demokrasi, insan hakları gibi kavramların içini boşaltanlar şimdi de Gazze'nin içini boşaltmayı planlıyor. Milli Görüşçüler olarak 56 yıldır mücadele ettiğimiz bu azılı düşmanın niyetlerini bilecek kadar bilince ve ferasete sahibiz. Bizler tüm insani değerlerin tepetaklak edildiği, uluslararası hukukun sadece kağıtlarda cümlelerden ibaret kaldığı bu çetin şartlarda işgalin karşısında, Gazzeli mazlumların yanındayız.

Saadet Partisi olarak bu duruşumuzdan asla ve kat'a taviz vermeyeceğiz. Gazze'nin, kanlı kentsel dönüşüm projelerinize ihtiyacı yok. Cetvelli Joniler go home. Cetvel kırma eylemleri başlasın. İktidara ve bölge ülkelerine sesleniyoruz; artık cesur olmanın zamanıdır. Türkiye başta olmak üzere her ülke ve her lider Trump'ın yaptığı açıklamalara karşı net bir tavır göstermelidir. Herkese çağrımız; kanlı imara, zalim mimara, sınır tanımayan pervasızlığa, insan haklarını hiçe sayan haksızlığa, en çok yaralayan duyarsızlığa dur de!

Unutulmamalıdır ki Gazze bölgemizin kalbi, emperyalizm ve siyonizme karşı en muhkem kalemizdir. Bu kalenin burçlarında zalimin bayrağı dalgalanmasın diye sayısız mazlumun kanı toprağa aktı. Bölge ülkeleri de artık üzerine düşeni yapmalı ve Gazze'yi bir kurşun atmadan teslim almak isteyen bu zihniyete karşı dik durmalıdır. Bu kalenin burçları inancın, vicdanın, kahramanlığın ve insanlığın burçlarıdır. Bu burçlar düşerse atılacak kurşun Ankara'ya, Cidde'ye, Kahire'ye, İslamabad'a düşer. Biz diyoruz ki; bu topraklara ait olmayanların yayınladıkları deklarasyonla buraya işgalci olarak gelenler ve okyanus ötesinden ses yükseltenler Gazze hakkında söz söyleme hakkına sahip değildir. Bir kez daha söylüyoruz, Gazze Gazzelilerindir. Israrla söylüyoruz Gazze Gazzelilerindir. Canını veren on binlerce kahramanın ve mazlumun inancı ve cesaretiyle söylüyoruz; Gazze Gazzelilerindir.'

Özel Haber

Bakmadan Geçme