Nazlıaka 'Sefalet liginde ilk 10'a girdik'
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka partisinin Olağan Genel Kongresine delege olarak katıldığı Bartın'da konuştu.
Nazlıaka burada yaptığı konuşmada kongrenin Bartın için hayırlı olmasını dilerken, geçtiğimiz yıl 14 Ekim tarihinde Amasra'da meydana gelen ve 43 madencinin şehit oldupu maden kazasının yıldönümünde şehit madencileri andı. Nazlıaka maden faciasına ilişkin yaptığı açıklamada “Ben bir madenci kızıyım, bir babayı yeraltından çıkacak diye beklemenin ne demek olduğunu biliyorum.” Dedi.
Nazlıaka konuşmasında bugüne kadar partisinin il teşkilatında emeği geçen herkese teşekkür ederek, “Bizler gerçekten bugün hem Bartın'ımızın hem partimizin hem de ülkemizin geleceğini şekillendirmek üzere kadroları seçeceğiz. Bu vesile ile bugünde kadar Bartın'ımıza hizmet etmiş olan tüm arkadaşlarımıza, İl Başkanlarımıza, İlçe Başkanlarımıza, parti emekçilerimize çok teşekkür ediyorum.” İfadelerini kullandı.
“Elmasın karası madenciye, elması patrona düşüyor”
Konuşmasında geçtiğimiz yıl 43 madencinin şehit olduğu Amasra maden faciasına da değinen Nazlıaka şunları söyledi, “Amasra maden katliamının yıldönümü ben öncelikle yitirdiğimiz tüm madencilerimizi saygıyla rahmetle anıyorum. Tüm yakınlarına sabır ve dayanma gücü diliyorum. Ben bir madenci kızıyım, bir babayı yeraltından çıkacak diye beklemenin ne demek olduğunu biliyorum. Bu katliam olduğunda bende hemen buraya gelmiştim. Tüm evleri dolaşarak tüm ailelere başsağlığı dileklerimizi ilettik. Bu maden faciaları olduktan sonra iktidar hep aynı şeyleri söylüyor. ‘Bu kader planında vardı” diyor, “bu işin fıtratında vardır” diyor. Bu ne bir kaderdir, ne de bir fıtrattır. Bunun adını doğru koyalım bunun adı cinayettir. AKP iktidarı döneminde maden faciaları ve madenci ölümleri giderek arttı. Artık daha fazla bu katliamlar olmasın istiyoruz. Bunun olmamasının nasıl mümkün olduğunu çok net biliyoruz. Doğru politikalar uygulanırsa, gerekli tedbirler alınırsa, önleyici tedbirlerin yansıra bu katliamlar olduğunda caydırıcı tedbirler alınırsa bir daha bunların yaşanmayacağını çok iyi biliyoruz. Ama iktidar ısrarla özelleştirmelere devam ederek, gözünü rant hırsı bürümüş olan ve aslında madencilik konusunda yeterince yetkili olmayan yandaş şirketlere maden işletmeciliği vererek bu katliamların yolunu örüyor. Giderek kamu madenciliği ortadan kaldırılıyor. Kara elmas diyoruz ya kara elmasın karası madenciye, elması patrona düşüyor. Bu düzeni bizlerin elinde. İstersek bunu yapabiliriz. Bunu yapmak Cumhuriyet Halk Partisine düşüyor.”
“Sefalet liginde ilk 10'a girdik”
AKP iktidarında Türkiye adeta iki parçaya bölündü. Bir tarafta vatandaşın Türkiye'si var. Diğer tarafta sarayın Türkiye'si var. Sarayda kimler var? Bizlerin sizlerin çocukları işsizlik ile mücadele ederken sarayda 5 maaş alanlar var. Sarayda dolar garantili yollar, hastaneler yapanlar var. Sarayda devlete dolarla borç verenler var. Sarayda 5'li çeteler var. İşte sarayın Türkiye'si ile halkın Türkiye'si arasındaki boşluk her geçen gün artıyor. Ne demişti iktidar 2002 yılında, ‘Biz Türkiye'yi en büyük 10 ekonomi arasına sokacağız. Demişti. Doğru ilk 10'a girdik ama sefalet liginde. Bugün gelir dağılımı dengesine baktığımızda yoksulun daha yoksul, varlıklının daha varlıklı olduğunu görüyoruz. İçinde bulunduğumuz dönemde ne yazık ki ülkemiz kasası boşaltılmış, rezervi erimiş, parası pul olmuş ve her geçen gün eşitlik dediğimizde küme düşen bir hükümet haline geldi. İktidar çay kaşığının ucuyla verdiğini kepçe ile alıyor.”
Nazlıaka'dan yerel seçim vurgusu
Nazlıaka konuşmasının devamında önümüzdeki yerel seçimlerde Bartın ve ilçelerinde CHP bayrağının dalgalanması gerektiğini ifade ederek, “Önemli bir kongre gerçekleştiriyoruz. Bartın'ımız çok nadide bir kent. Bir ilçemizde CHP bayrağı dalgalanıyor. Ancak ben inanıyorum ki, biz artık partideki bir takım tartışmaları geride bırakırsak, bir ve beraber olursak, sımsıkı birbirimize kenetlenirsek, yürek yüreğe, omuz omuza mücadele edersek, örgütlü gücümüzle sahalarda çalışırsak sadece bir ilçemizde değil tüm ilçelerimizde de Bartın'ımızda da CHP bayrağını dikeriz. Bunun için aynı zamanda doğru adayların, doğru zamanda belirlenip, doğru zamanda, doğru kampanya ile devam etmesi gerekiyor. Bunu yaptığımızda Bartın'da bambaşka bir hayat mümkün olabilecek. Bunu yaptığınızda Bartın'ımızda gerçekten birçok kişi sosyal demokrasinin yarattığı o nefes alanında yaşayabilecek. Bugün görüyoruz ki CHP bayrağının dalgalandığı illerde, ilçelerde yaşayan vatandaşlarımız rahat nefes alabiliyorlar. Bu iktidarın baskıcı politikaları her geçen gün düşünce ve ifade özgürlüğünü yok sayan, hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunu kurmak isteyen, karma eğitimi bile çocuklarımıza çok gören, kadınlar sokakta, evde katledilirken katillerin sırtını sıvazlayan zihniyet asla ve asla burada yaşayan yurttaşlarımızın hayatına bir refah ve kalkınma getiremez. Bunu biz CHP'li belediyelerle yerelde ilk fırsatta önümüzdeki süreçlerde de genelde yapacağız.” Dedi.