Milletvekili Bankoğlu'dan hükümet eleştirisi
CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu ülke gündemini değerlendirdiği açıklamalarında hükümeti, 'Millet pahalı, çok pahalı ve fahiş fiyatlı üçgeninde sıkışıp kalmış, çaresiz halde.' Sözleriyle eleştirdi.
CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu TBMM'nin tatile girmesinin ardından çalışmalarına devam ediyor.
Ülke gündemine ilişkin basın açıklamalarında bulunan Milletvekili Bankoğlu, hükümeti eleştirdi.
Milletvekili Bankoğlu özellikle enflasyonun ve işsizliğin tahammül sınırlarını zorladığını ifade ederek, “Ülkemiz ne yazık ki AKP'nin elinde oyuncak olmuş adeta deneme tahtasına dönmüş. Beceriksiz, bilgisiz ve basiretsiz yönetimleriyle halkın nefesini her bakımdan kesmiş durumdalar. Anayasayı tanımayan, kural kanun bilmeyen, ekonomiyi deneme yanılmayla yürütmeye çalışan, keyfi kararlarla sabırları taşıran bu hükümet bir an evvel gitmelidir. Tarımın en verimli sezonunda gıda fiyatlarının güya düşmesi beklenirken her şey ateş pahası. Kiralar, ulaşım, eğitim fiyatları uçmuş. Fiyat algımız alt üst oldu. Millet; pahalı, çok pahalı ve fahiş fiyatlı üçgeninde sıkışıp kalmış, çaresiz halde. En tehlikelisi de artık herkes çok öfkeli. Elektriğe, doğalgaza ardı ardına muazzam zamlar geldi. Yaklaşan kış bugünden de zor geçecek. Bütün bunlar olurken zalimliklerini dünyaya ilan ettikleri Hayvan Hakları Yasası, Filistin meselesi, HAMAS liderinin öldürülmesi için milli yas ilan etme, sosyal medya uygulaması Instagram'ı yasaklamak gibi şeylerle gündem değiştirme çabasındalar. Ülkenin tek gündemi var. Pahalılık.” dedi.
“7 bin emekli maaşı sadece sarayın uçaklarının yakıt parası”
Milletvekili Bankoğlu açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi, “Birazcık ama birazcık halkını düşünüyor, onların iyiliğini istiyorlarsa erken seçimin kaçınılmaz olduğunu kabullenirler. Saray eşrafı israfa tam gaz devam ediyor. Millet açlıktan inim inim inlerken ülkenin partili Cumhurbaşkanı 300 kişilik uçakla futbol maçı izlemeye Almanya'ya gitti. Ucu bucağı görülmeyen bir konvoyla Berlin'i baştan başa geçti. Almanya yine kıskançlıktan çatladı. Ardından NATO toplantısı için Amerika'ya gitti. Anlaşılan o ki tasarruf tedbirleri doğrultusunda ancak 5 uçakla gidebildi. Uçakların Amerika gidiş gelişinin maliyeti 2,5 milyon dolar. Hesaplayan arkadaşlarıma Türk lirası galiba diye uyardıysam da hayır 2,5 milyon Amerikan doları dediler. Kaç Türk lirası derseniz 83 milyon lira yani 7 bin emekli maaşı sadece sarayın uçaklarının yakıt parası.
“Milletin vergilerine bakın neler oluyor”
Türk Hava Kuvvetlerine ait operasyonlarda kullanılsın diye alınmış 152 milyon avroluk bir nakliye uçağı da Tayyip Erdoğan'dan önce oraya makam araçlarını götürdü. Milletin vergilerine bakın neler oluyor. Bakanların, eşin, dostun ve gazetecilerin de lüks otellerde konaklaması, yeme içmesi bu hesabın dışında. Gelişmiş ülkelerin kapılarını aşındırıp borç para dilenen hükümetin bu gösteriş merakı nasıl etki etti biliyoruz. Dünyada en yüksek enflasyona sahip 3'üncü ülkenin Cumhurbaşkanı diyerek haberler yapıldı.
“Açlık sınırı altında yaşam mücadelesi verenlere şükür telkin ediyor”
Peki, öte yanda neler oldu derseniz, dünyanın en zengin milletlerinden İsveç ve Finlandiya'nın Başbakanları ise aynı toplantıya ortak bir uçak kiralayarak gittiler. Yani itibardan tasarruf ettiler. Belli ki ülkelerini, milletlerini hiç düşünmüyorlar. Yazıklar olsun. Bunlar olurken 6 Bakanlıktan daha çok bütçesi olan Diyanet, cuma hutbelerinde 10 bin lira emekli maaşına, asgari ücrete zam bekleyenlere, açlık sınırı altında yaşam mücadelesi verenlere şükür telkin ediyordu. Sonra da 15 milyonluk makam aracına doymayan Diyanet Başkanı, özel kalemine 4 buçuk milyona lüks bir araç daha alıyordu.
“Yolun sonuna geldiler”
Halk ağır vergiler altında ezilirken saltanat kayığındakiler sefa sürmeye devam ediyor anlayacağınız. Sonra da gelsin zam yağmurları, her türlü vergi artışı, gelsin belediyelerin kendi dönemlerindeki yolsuzluklarından ödenmemiş SGK borçlarını tahsil etme kurnazlığı. Ne yaparlarsa yapsınlar halkın gözünde çürümüş, her yerlerinden adaletsizlik, yolsuzluk, israf ve yalanlar akan bir yönetim oldukları gerçeğini örtemiyorlar. Yolun sonuna geldiler.”