'Irmağı da Amasra'yı da AKP'ye yedirmeyeceğiz'
Dünya Çevre Günü dolayısıyla basın açıklaması yapan CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu iktidara ağır eleştirilerde bulundu.
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Dünya Çevre Günü dolayısıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Bankoğlu Birleşmiş Milletler'e üye ülkeler tarafından 1972'den bu yana 5 Haziran'ı “Dünya Çevre Günü” olarak belirlenen ve çevre sorunlarına dikkat çekmeyi, gerekli önlemlerin alınmasını, halkın katılımını sağlamayı amaçlayan bu günü kabul eden 133 ülkeden birinin de Türkiye olduğunu belirtti.
Doğa her kıyımının bedelini mutlaka ödetir
Bankoğlu “Herkesi AKP iktidarının son 22 yılda Türkiye'de sadece çevreye verdiği muazzam zararları hatırlamaya çağırıyorum. Halkımız sadece kendi şehrinde olanları bile gözden geçirse olayın vahametini anlarlar. Köylerinden şehirlerine, ormanlarından denizlerine kadar 81 ilimizin tamamında 22 yıldır AKP'nin çevre katliamlarıyla mücadele ediyoruz. Ülkesine bu kadar hoyrat davranan, adeta yarınlar yokmuş gibi davranan, beton sevdalısı rant meraklısı AKP yönetimi hem ülkemize hem de dünyaya zarar vermektedir. Yaşadığımız çevreden başlayarak ülkemizde yapılan tüm doğa katliamlarına hepimizin en yüksek sesle karşı gelmesi hem yurttaşlık görevidir hem de vicdani sorumluluktur. Sessizce kabullenilen her kıyımının bedelini doğa mutlaka ödetir. Unutmayın ki AKP'nin 22 yıldır doğaya zarar vermediği tek köşe kalmadı. Bunlardan birisi de ne yazık ki Bartın.” sözleriyle iktidarı eleştirdi.
Bartın ıslah projesi geri dönüşsüz zararlara neden olacak
Bankoğlu özellikle uzun zamandır Bartın gündemini işgal eden Bartın Irmağı Islah Projesi ve Amasra Termik Santrali konularına ilişkin olarak verdikleri mücadeleden bahsetti. Bankoğlu 5 Haziran Dünya Çevre Günü sebebiyle bazı hatırlatmalarda bulundu.
“Ülkemizin ender ekosistemlerden biri olan Bartın Irmağı'nın ‘Kesin Korunacak Hassas Alan' statüsünün, 2020 yılında ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı' statüsüne indirildiğini biliyoruz. Şimdi ise ırmakta ıslah adı altında korkunç bir inşaat çalışması yapılıyor. Üstelik böyle nadir ve özel alanlara verilen tahribatın, ekolojiyi ve kültürel varlığı çok ciddi şekilde hatta geri dönüşsüz bir şekilde etkileyeceği uzmanlar tarafından rapor edilmişken. 3500 yıllık Bartın Irmağı boyunca 2-3 metre yüksekliğinde beton duvar ve üzerine de cam korkuluk yapılıyor. Halk ile ırmak arasına adeta Çin Seddi örüyorlar. Çirkinliği bir yana ırmağı hapsediyorlar, halkla bağını kopartıyorlar. Yasaklama, hapsetme ve beton meraklısı AKP'den farklı bir şey beklemek saflık olurdu ama seli önlemenin bilimsel yollarını uygulamak onlara yakışmazdı zaten.”
"Biz betona değil kentimize aşığız"
“Irmağın doğal ve tarihi yapısının dikkate alınmadığı, ekolojik değerlerin, doğal peyzajın ve kent estetiğinin düşünülmediği bir ucubeyi Bartınlılara dayatıyorlar. Kabul edilemez ve çirkinlik abidesi bu projenin durdurulması için halkımızla birlikte mücadelemizi sürdürüyoruz. Bartın Irmak İnisiyatifi olarak bu camdan darabanın çözüm olmadığını hatta zarar vereceğini düşünen hemşehrimizle bir imza kampanyası da başlattık. Hükümet, Bartınlıları Amasra'da yapmak istedikleri termik santralden çok iyi hatırlar. Biz betona değil kentimize aşığız. Irmağı da Amasra'yı da rant düşkünü AKP'ye yedirmeyeceğiz.”
"Amasra'da termik santrale asla izin vermeyeceğiz"
Bankoğlu, Amasra'ya yapılmak istenen Termik Santrale ilişkin şunları söyledi: “AKP'nin tek ihaneti İstanbul'a mı oldu? Herkes biliyor ki tüm kentler bundan nasibini aldı. Bergama'dan başlayan ihanetleri Artvin'e Sinop'a, Milas'a kadar yayıldı. Dağını taşını delmedikleri, satmadıkları yer kalmadı. Zeytinlikleri yok etmeyi, ormanları katletmeyi, birinci derece tarım alanlarını yandaşlarına inşaata açmayı tereddütsüz yapıyorlar, yok etmeye devam ediyorlar. Şimdi dönüp dolaşıp tekrar Amasra'da Termik Santral yapmanın yolunu arayan bir şirket var. Bu şirketin 2005 yılından beri Amasra'daki planlarını biliyoruz. Amasra'da Hattat Holding tarafından kurulması planlanan Termik Santral bölge halkının mücadelesi sonucu iptal edilmişti. Santral iptal edilince kömür çıkaracağını iddia eden Holding, lavyar tesisi ve dolgu alanı ile rıhtım projesi için “ÇED gerekli değildir” kararı aldı. Bölge halkının açtığı dava sonucu bu karar da iptal edildi. 2016 yılı Ekim ayında dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki bu projeye ÇED onayı verdi. Özhaseki bugün yine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve görüyoruz ki aynı kirli plan farklı isimlerle yeniden devreye sokulmuş durumda. Şunu tekrar belirtelim ki: Amasra'da termik santrale asla izin vermeyeceğiz. Bu çelişkili kararlar çerçevesinde yapılacak hukuk dışı ve usulsüz tüm uygulamalar, doğası, tarihi ve kültürel zenginliğiyle Amasra'ya yönelik açık ihanet olacaktır. Ne Amasramızın doğasına ne vatandaşlarımızın Anayasa'da yer alan “sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına” halel getirtmeyeceğiz. Şunu herkes bir kenara yazsın, bizim için her gün Dünya Çevre Günü!.”