'Filistin'de dünya sınıfta kaldı'
Eğitim Mil-Sen Bartın İl Temsilciliği, Filistin'de özellikle son zamanlarda her gün aşama aşama artarak devam eden İsrail zulmü ve katliamlarına yönelik açıklamalarda bulundu.
Eğitim Mil-Sen Bartın İl Temsilciliği, Filistin'de özellikle son zamanlarda her gün aşama aşama artarak devam eden İsrail zulmü ve katliamlarına yönelik açıklamalarda bulundu.
Konuya ilişkin görüşlerini dile getiren Eğitim Mil-Sen İl Temsilcisi Mehmet Kuşçu şunları söyledi: “Bugün Filistin'de yaşanan, duymaya ve görmeye bile tahammül edemediğimiz olayların başlangıcı, siyonist işgalci İsrail devletinin 1948'de kurulmasıyla başlamıştır. Aslında bu yapıya devlet demek vicdan sahibi hiçbir insanın kabul edebileceği bir tanım değildir. İsrail belki tarihte bugüne kadar ender görülen terör ve zulüm organizasyonlarından birinin adıdır. Bu terör organizasyonu 1948'de sömürgeci emperyalist güçler tarafından emperyalizmin ileri bir karakolu olarak coğrafyamıza saplanan paslı bir hançerden başka bir şey olmamıştır. Bu açıdan süreci 7 Ekim'le başlatmak ayrıntıda boğulup esası saklamaktır. İsrail savunma bakanının Gazze özelinde Filistin halkı, dolayısıyla bizler için kullandığı "insansı hayvanlar" yakıştırması nasıl bir sapkın zihin ve inanç yapısıyla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Hal böyleyken İsrail'in olduğu bir yerde barıştan, özgürlükten, insan haklarından söz etmek abesle iştigalden başka bir şey olamaz. Bu paslı hançer, vücutta kaldığı sürece çürütmeye, zehirlemeye ve öldürmeye devam edecektir.
“Filistin halkıyla dayanışmak için bütün imkanlar seferber edilmelidir”
Yaşanan tüm zulüm ve katliamlar, bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşirken olay çoktan boykot, taziye, telin ve kınama boyutunu aşmış, bu zulmü ve soykırımı durduracak somut adımların atılması, mutlak bir gereklilik haline gelmiştir. Aksi halde vicdanımızdaki bu yükün ağırlığı hem bizi hem bizden sonraki nesilleri derin bir travmaya sürükleyecektir. İsrail'i, emperyalizmin ileri karakolu olarak gören ve kullanan katil sevici ABD'nin her fırsatta "İsrail'in kendini savunma hakkı var." açıklaması, hırsızın çalma, katilin öldürme hakkı kadar mantıklı ve anlamlıdır. Filistin'de yaşanan, bir savaş değil açık bir soykırım, katliam ve zulümdür. Bu katliam ve soykırımı gerçekleştiren siyonist terör çetesi, yaptıklarının hesabını bir gün mutlaka verecektir. Ancak bu yaşananlara tanıklık edenler, hem yaptıklarından hem de yapmadıklarından sorumlu olarak hesabı nasıl vereceklerini düşünmelidir. Bu bağlamda, Türkiye İsrail'i tanıyan ilk Müslüman ülke olma utancından kurtulmalı ve kararı geri çekmelidir. Ülkemiz vatandaşıyken İsrail'e giderek bu soykırıma ortak olanlara yargı yoluyla hesap sorulmalıdır. Siyonist terör çetesiyle yapılmış bütün antlaşmalar feshedilmelidir. Bu soykırım ve katliama karşı göğüslerini siper ederek direnen Filistin halkıyla dayanışmak için bütün imkanlar seferber edilmelidir. Unutulmamalıdır ki tarih, bugünleri anarken hangi korkuları taşıdığımıza ya da hangi hayalleri kurduğumuza değil nerde durduğumuza bakacaktır.”