Engelsiz hayat için yürüdüler
Bartın sokaklarında farkındalık için yürüdüler..
Her yıl 10-16 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Engelliler Haftası bu yıl Bartın'da farkındalık yürüyüşü ile başladı.
Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Bartın Belediye Başkanı Hüseyin Fahri Fırıncıoğlu, İl Müdürleri, AK Parti İl Başkanı Yaşar Arslan, AK Parti Milletvekili Adayı Yusuf Ziya Aldatmaz, AK Parti Milletvekili Adayı Turhan Kalaycı, STK'lar, Dernek'ler ve engelli bireylerin geniş katılımı ile gerçekleşen programda engelsiz hayat için yürüdüler. Kemerköprü'de başlayan yürüyüş Cumhuriyet Meydanındaki çelenk programı ile Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam etti.
"Sesimizi duyurmak için çaba göstereceğiz"
Günün anlam ve önemine ilişkin konuşma yapan Türkiye Sakatlar Derneği Bartın Şube Başkanı Ferit Kurulan, engelli bireylere her alanda fırsat eşitliği verilmesi gerektiğinin altını çizerek; "Bu yıl ki Engelliler Haftası, Türkiye açısından önemli bir dönemde gerçekleşmektedir. Bütün ülke 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerine odaklanmıştır. Ancak bizler görmekteyiz ki siyasi tartışmalar biz engellilerin gündeminin çok uzağındadır. Böyle olması elbette bizleri sorunlarımızı dile getirmekten alıkoymayacaktır. Tam aksine sorunların sahipleri olarak hep yaptığımız üzere daha fazla sesimizi duyurmak için elimizden geldiğince çaba göstermemiz gerekmektedir. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan bölgesel deprem birçok insanımızı aramızdan kopardığı gibi birçok insanımızın ise yaşamının kalan kısmını engelli olarak yaşamasına yol açmıştır. Bir çok insanımız bizlerin yaşadığı sorunlarla yüzleşmek zorunda kalmıştır." Dedi.
"Ulaşım hakkımız yıllardır engelleniyor"
Kurulan konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi; Engelliler için zorunlu ve gerekli desteğe erişemiyor. Yakın zamanda yaşanan deprem başta olmak üzere engellilerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli ve hatta zorunlu tıbbi ve diğer sosyal güvenlik destekleri (Akükülü ve manuel tekerlekli sandalde, Ortez, protez, ilaç vb.) araç ve gereçlerimizin temini zorlaşmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu bu türden gerekli destek miktarlarını 2010 yılındaki fiyatlandırmaya göre belirlenmeye devam etmektedir. Bunun anlamı, engellilerin son yıllarda artan enflasyonla birlikte verilen desteklere aslında tam anlamıyla erişemiyor olmasıdır. Yük engellinin üstüne kalmaktadır. engelli aylığı veya destekleriyle engellilerimiz tıbbi destek ürünlerinin fiyatlarını karşılayamaz durumdadır. 2005 yılında yürürlüğe giren 5378 sayılı Yasa ile toplu ulaşım araçları ve kamuya açık alanların engellilere uygun hale getirilmesine gerekmekteydi. Ancak bu yasanın ilgili maddeleri bugüne kadar hep ertelenmiştir. Birkaç duyarlı kentin dışında özellikle ilimizde toplu taşıma sistemlerinde yeterli ve gerekli düzenlemeler yapılmış olup Engellilerin ulaşım ve sosyalleşme hakları sağlanmaya çalışılmaktadır. Engelliler çözüm mekanizmalarında yer almalıdır. Geçmişten bugüne kadar var olan engelli ve özel okullarımız yeterli değildir. Karma eğitim için yeterli derslik ve eğitim kadrosu tam anlamıyla olmadığı için çocuklarımız temel bir hak olan eğitimini tam anlamıyla alamadığını.Yukarıda sıralanan ve daha da artırılacak sorunların çözümü ancak katılımcı, açık, ve tecrübeli kadrolar ve insanı temel alan sosyal politikalarla mümkündür. Siyasi partilerden, yerel yönetimlere ve Millet Meclisi'ne kadar her alanda engellilerin temsili için kota sistemi katılımcı bir yönetim anlayışının yolunu açabilir. Nasıl kadınlar ve gençler için kotalar öngörülüyor ise engelliler içinde kota sistemi getirilmelidir. Kota sistemi ancak bilgi ve birikim, tecrübe ile birlikte ele alınmalıdır.
Her alanda fırsat eşitliği talebi
Engellilerin her alanda kaliteli yaşama kavuşturulması, uluslararası hukuk ve yasalarımız açısından tüm haklarından gerçekten yararlanabilmesi için gerekli politikalar yine doğrudan sorunu yaşayan engellilerin katılımıyla oluşturulabilir, uygulanabilir ve denetlenebilir. Engelliler kendileri için bir ayrıcalık değil, tam tersine siyasal katılımdan başlayarak her alanda fırsat eşitliği talep etmelidir. En azından biz engelli STK' lar olarak uzun yıllardır bizlerin talebi bu yöndedir. Bu düşüncelerle, Engelliler Haftası'nda tüm topluma engellerin kaldırılması için duyarlı olmaları çağrısında bulunuyoruz."
"Engelli değil, engellenmiş birey"
OBEY-DER Yönetim Kurulu Başkanı Berna Şengün ise yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; "Engelli bireylerin eğitim,sağlık,ulaşım,evde bakım ve istihdamo lanaklarından etkin şekilde yararlanması, sosyal hayata aktif olarak katılmalarının sağlanması sosyal devlet olmanın gereği ve toplumu oluşturan bireylerin ortak görevidir. Nüfusa oranla engelli sayısının Türkiye ortalamasının çok üstünde olduğu ilimizde kamu kurumlarına ve biz sivil toplum örgütlerine daha fazla görev düşmektedir. Alınacak önlemlerin ve bu alanda yapılması gereken çalışmaların ivedilik kazanması gerekmektedir. Engellilik kutlanacak bir durum değil,zorunlu bir yaşam şeklidir. Dış dünyadan kaynaklanan engeller nedeniyle bir yeteneğin kaybedilmesi, edinilememesi durumudur. Fonksiyon kaybına uğrayan bir birey gerekli ekipmanlar,bireye özel dozunda eğitim sağlandığında, yetenek kaybına uğramaz. Gerekli istihdam politikaları geliştirilmiş ve İŞKUR tarafından desteklenmiş olmasına rağmen kamu ve özel sektör engelli bireyi istihdam etmiyorsa ya da kağıt üzerinde istihdam gösteriliyorsa bu durum da bireyin engelli değil engellenmiş olduğunu göstermektedir.
"Toplumun ortak sorunu"
Bireyler kağıt üzerinde istihdam edilmeyi değil çalışıp üreterek hayatın içinde olmayı istiyorlar.Otizmli bir öğrencinin yerleştirme kararına rağmen okul idaresi,öğretmen ve çocuğunun sınıfında otizmli öğrenci istemeyen veliler tarafından kabul edilmemesi,akran zorbalığına uğraması engellenmişlik durumunun örneklerinden yalnızca bir kaçıdır.Otizmli ve engelli bireylerin sorunlarına sahip çıkmak,kalıcı ve sürdürülebilir çözümler üretmek için çalışıp mücadele etmek sadece engellleri ve biz engelli ailelerini ilgilendiren bir hususd eğildir. Toplum olarak bütün kesimlerin ortak sorumluluğudur."