Cumhuriyet Meydanında tarihi gün
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Bartın mitinginde Cumhuriyet Meydanı tıklım tıklım dolarken alandaki coşkuda üst seviyedeydi.
Ellerindeki Türk bayrakları ve MHP logolu bayraklarla alanda görsel bir şölene imza atan vatandaşlar miting öncesi İstiklal Marşı'nı da hep bir ağızdan gür sesle okudu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “14 Mayıs'ta Aziz Milletim Sıra Sende” temalı açık hava toplantısının konuşmasına miting alanı ve çevresini dolduran Bartın halkını selamlayarak başladı.
Bartınlılara teşekkür ediyorum
MHP Genel Başkanı Bahçeli konuşmasının ilk bölümünde Bartın halkına teşekkür ederek, “Aziz vatandaşlarım, muhterem Bartınlılar, değerli dava arkadaşlarım hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Ne mutlu bizlere ki, Bartınlı kardeşlerimin coşkusuna tanık oluyoruz. Görüşmemizi, kavuşmamızı nasip eden Cenab-ı Allah'a şükrediyorum. Yurt içinde ve yurt dışında hayatın zorluklarına fedakârca göğüs geren tüm vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyor, en halisane selamlarımı iletiyorum. “Aziz Milletim Sıra Sende” temasıyla düzenlediğimiz bu açık hava toplantımıza teşrif eden, gücümüze güç ekleyen, milli bir heyecan içinde burada toplanan Bartınlılara teşekkür ediyorum. Tam iki hafta sonra yapılacak 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve 28'inci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimlerinin ülkemizin dirliğine, milletimizin birliğine, insanımızın huzur ve refahına hayırlı ve kalıcı sonuçlar getirmesini niyaz ediyorum. Bunun yanında seçimlerin saygı, sağduyu ve demokratik olgunluk içinde gerçekleşmesini diliyorum. Bugünkü toplantımızın tertip ve temininde emeği geçen tüm dava arkadaşlarımı içtenlikle kutluyorum. Hepinize hoş geldiniz, safalar getirdiniz diyorum.” Dedi.
Türkiye Kızılelmanın izindedir
Türkiye'nin Kızılelmanın izinde olduğunu kaydeden Genel Başkan Bahçeli, “ Türkiye Kızılelmanın izindedir. Yeni bir Türk asrının kapısı açılmıştır. Türkiye Yüzyılı Vizyonu canlanmış, ilk adım atılmıştır. Cumhur İttifakı ümitleri kamçılamış, milli gelecek hedeflerini kanatlandırmıştır. Cumhur İttifakı'nın emsalsiz uzlaşmasıyla, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin uyum ve geniş imkanlarıyla Türkiye, sorun yumağı haline gelen, kriz üreten, demokrasimize tehdit eden Parlamenter Sistemin prangalarından kurtulmuş ve ufku aydınlanmıştır. Bu başarı milletimizin başarısıdır. Millet hür iradesiyle, azim ve kararlılığıyla varlığına, birliğine ve gelecek ülkülerine sahip çıkmıştır. Cumhur İttifakı şartlar ne kadar ağır olsa da, devletin ve milletin bekasını esas almış, egemenlik ve güvenlik haklarımızı tehdit eden provokasyonlarla mücadele etmiş ve bunu da sürdürme inancıyla bezenmiştir.” Şeklinde konuştu.
Refah ve huzurunun güvencesi Cumhur İttifakı'dır
Genel Başkan Bahçeli konuşmasının devamında ise şu ifadelerde bulundu; “Cumhur İttifakı; Türk mucizesinin şahlanışı, dünyaya vurulacak Türk mührünün müjdecisi, millî istiklâlin namusu, millî istikbâlin müdafaa ruhudur. Türkiye'yi bağımsız, demokratik, parlak ve müreffeh bir geleceğe kavuşturma azmi; Türk milletinin hainlere, işbirlikçilere gösterdiği millî tepkinin adı, ülkemizin kalkınmasının, milletimizin refah ve huzurunun güvencesi Cumhur İttifakı'dır. Bizim ittifakımız kutlu bir diriliş ve yükseliş seferberliğidir. Bizim ittifakımız, Türkiye Cumhuriyeti'nin beka ve birliğini sadakatle savunarak, 14 Mayıs 2023 tarihinde yeni bir demokrasi zaferi sonucunda Türkiye'yi ileriye taşıma mücadelesine kararlılıkla devam edecektir. Kötü niyetli hiç kimse boş hayale kapılmasın, boşuna heves etmesin. Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı alayına birden göğüs germeye, kirli oyunlarını birer birer bozmaya muktedirdir. Kader anı yaklaşmaktadır. Demokratik hesap günü ufukta görünmüştür. Tekrar soruyorum sizlere, Türkiye düşmanlarına karşı bir miyiz? Terör örgütlerine, emperyalizmin oyunlarına karşı beraber miyiz? Milli birliğimizi, ebedi kardeşliğimizi birlikte savunacak mıyız? MHP'ye evet mi? Cumhur İttifakı'na evet mi? Recep Tayyip Erdoğan'a evet mi? Allah sizleri nazarlardan korusun diyorum.
Deprem son bir asrın en büyük felaketidir
Devlet ve milletiyle her şeyden önce Türkiye. Yeni Türkiye, yeni hayat, hep birlikte kurarız. Milli birlik ve kardeşlikle hep birlikte yaşarız. Bugüne istikrar, yarına huzur diyorsak, hep birlikte başarırız. Engelleri, zorlukları hep birlikte aşarız. Devletin gücü milletin ferasetiyle hep birlikte yaparız. Cumhuriyet'in yeni yüzyılında güçlü devleti hep birlikte ihya ederiz. Elbette yaparız, hep birlikte başarırız. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinin merkez üssü olduğu ve geniş bir alanda yaygın kayıplara ve yıkımlara yol açan deprem son bir asrın en büyük felaketidir. Zillet ittifakı çarpıtıp her türlü karalamaya tevessül etse de, devletimiz bütün kurumlarıyla, bütün imkânlarıyla deprem anından itibaren bölgede arama kurtarma çalışmalarına başlamıştır. Kısa süre içinde binlerce vatandaşımız enkaz altından kurtarılmıştır. Ardından da beslenme ve barınma başta olmak üzere depremzede vatandaşlarımızın tüm ihtiyaçları karşılanmıştır Kaybettiğimiz insanlarımızı geri getiremesek de devletimizin gücüyle yıkılanlar mutlaka yapılacak, eksikler giderilecek, nihayet bu badireden de güçlenerek çıkılacaktır. Nitekim ülkemiz ve milletimiz kutlu yolculuğuna devam edecektir.
Cemal Akın'ı TBMM'ye göndereceğinize yürekten inanıyoruz.
“Yeni Yüzyıl, yeni Türkiye, yeni Hayat” anlayışıyla hep birlikte huzurlu bir hayat kurulacak, buna ilişkin siyasî, sosyal ve ekonomik politikalar, yasal düzenlemeler ve mekanizmalar seri halde hayata geçirilecektir. Bartın geçtiğimiz aylarda aşırı yağış ve sel taşkınlarından dolayı da zor zamanlar geçirmiştir. Bunu biliyor, üstümüze ne düşüyorsa yeri ve zamanı gelince yapma iradesi gösteriyoruz. Çünkü biz Bartın'ı çok seviyoruz. Başarılı çalışmalarıyla gönüllere giren eski Belediye Başkanımız Cemal Akın'ı da TBMM'ye göndereceğinize yürekten inanıyoruz.
Fırsatçılık yapanların kanında leke vardır
Deprem, yangın, hastalık, sel ve su taşkınlarında hayatlarını kaybetmiş kardeşlerimize, ayrıca 14 Ekim 2022 tarihinde Bartın'ın Amasra ilçesinde faaliyette olan bir maden ocağında yaşanan faciada hayatlarını kaybeden maden işçilerimize Cenab-ı Allah'tan rahmetler niyaz ediyorum. Kömürünün karasından ekmeğini çıkaran kardeşlerimizin her zaman yanındayız, haklarını da sonuna kadar savunacağız. İnanıyorum ki, Cumhuriyetin yeni yüzyılında, güçlü ve muktedir devleti hep birlikte inşa ve ihya edeceğiz. Gün yaralarımızı sarma günüdür. Gün acılarımızı paylaşma ve azaltma günüdür. Gün eksik ve gediklerimizi kapatma günüdür. Buna rağmen fırsatçılık yapanların kanında leke vardır. Felaketler üzerinden cepheleşme üretmeye çalışanlar insafsızdır, izansızdır, vicdansızdır. Maden felaketinden sel felaketine, yangın felaketinden deprem felaketine kadar maruz kaldığımız her acı milletimizin tamamını hüzne boğmuştur.
Bu tablo büyük bir diriliş hamlesidir
Türkiye güçlü bir devlettir. Her sorunu çözecek kabiliyettedir.
Her müşkülatın üzerinden Allah'ın izniyle gelinecektir. Yeter ki bir olalım, dayanışma içinde bulunalım. Yeter ki tek ses, teke nefes, tek yürek halinde mücadele edelim. Özellikle Kahramanmaraş merkezli depremden kısa süre sonra, güvenli konutların temelleri atılmış, 319 bini bir yılda bitirilmek üzere 650 bin konutun yapılarak hak sahiplerine teslimi kararlaştırılmıştır. Deprem bölgesinde ilk etapta 105 binden fazla konutun yapım süreci de başlamıştır. Bu tablo büyük bir diriliş hamlesidir. Yaparsa Cumhur İttifakı yapacaktır. Başarırsa Sayın Recep Tayyip Erdoğan başaracaktır. Milliyetçi Hareket Partisi'nin ve Cumhur İttifakı'nın sözü sözdür, hiçbir insanımızı açıkta bırakmayacağız. Bugüne kadar her vaadimizi yaptık, her sözümüzü tuttuk, hiçbir insanımıza sırt çevirmedik, bundan sonra da çevirmeyeceğiz. Türkiye'nin önü açıktır, istikbal Türk milletinindir. 14 Mayıs'tan sonra eser ve hizmet siyaseti kesintiye uğramamalıdır.
Türkiye'de rejimin adı cumhuriyettir
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yarıda kalmamalıdır. Yazılan dış menşeli karanlık senaryolarda figüranlığa talip olan zillet partilerine Bartın'dan çığ gibi bir tepki gelmelidir. Anadolu topraklarındaki varlığımızın son 100 yıllık dönemi Cumhuriyet yönetimi altında geçmiştir. Ve yüzüncü yıla da çok şükür ulaşılmıştır. Cumhuriyet rejimi, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Cumhuriyet'in mümeyyiz vasfı millet egemenliğine dayanması, demokrasiyi sistem olarak benimsemesidir. Rejim ile hükümet sistemi arasındaki farkı çarpıtmak için kara propaganda yapanlar, özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni devamlı surette hedef tahtasına koymuşlardır. “Rejim değişti” diyerek yaygara koparanlar iflah olmaz bir yalancılığa, inkar edilemez bir önyargı hastalığına yakalanan gafillerdir. Halbuki gerçekte yegane değişen yönetim sistemidir, bu da cumhurun cumhuriyetle kenetlenip kucaklaşmasıyla başarılmıştır. Rejim başka hükümet ve yönetim sistemi başkadır. Türkiye'de rejimin adı cumhuriyettir, hükümet sisteminin adı da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir. Bu ikisini birbirine karıştıranların zihinleri fukara olduğu için akılları da ukaladır.
Cumhuriyet'e karşı çıkanlar manda ve himaye hayranlarıydı
20'inci yüzyılın ilk çeyreğinde Cumhuriyet rejimini kuran büyük Türk milleti, 21'inci yüzyılın ilk çeyreğinde de milli ve tarihi emanetlerle uyumlu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmiştir. Cumhuriyetle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olağan dışı şartlarda milletimizin haklı ve meşru iradesiyle tecelli etmiştir. İkisi de milli bekanın, milli özlemlerin, milli hedeflerin icra ve ihata azmiyle perçinlenmiştir. Cumhuriyetin ardında Çanakkale Zaferi'nin heybeti, milli mücadelenin haşmeti varken; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ardında 15 Temmuz ihanet ve işgal hevesine karşı milletin kahramanca direnişi bulunmaktadır. Samimiyetle tutan, safiyetle okşayan müşfik ellerin değerini bilmeyenler, tekme üstüne tekme atan menfur ayaklara kapanmaktan özel haz alan teslimiyetçi şarlatanlardır. Bu şarlatanlar kulübünün Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Bu teslimiyetçi şarlatanlar her devirde farklı farklı isim, unvan ve kılıkta ortaya çıksalar da, hamd olsun emellerine hiçbir zaman muvaffak olamamışlar, bundan sonra da olamayacaklardır. Cumhuriyete karşı çıkanlar manda ve himaye hayranlarıydı. Cumhuriyete karşı gelenler zulme boyun eğenler, bizden bir şey olmaz diyen korkaklardır.
Vicdanları da emperyalistlerin kurşun askeri haline gelmiştir
Bugün ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne itiraz edip ne idiğü muğlak ve muamma olan güçlendirilmiş Parlamenter Sistem peşinde koşanlar, 15 Temmuz'un rövanşını almak için hazırda bekleyen, FETÖ'nün ve PKK'nın dümen suyuna giren yozlaşmış siyasi partilerdir. Bunların sadece siyasetleri değil, vicdanları da emperyalistlerin kurşun askeri haline gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yönetim sisteminde muazzam bir reform, devlet hayatında muteber bir silkiniş, sonumuzu hazırlamak isteyen hainlere ve muhasım çevrelere unutamayacakları milli bir cevaptır. Cumhuriyet demokrasiyle çatısını örmüş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi demokrasiyle taçlanmıştır. Su aka aka yatağını bulmuştur. Dökülen şehit kanları heba edilmemiştir. Sistem anarşisi çıkarmak için güç birliği yapanlar milletin iradesine tahammül edemeyen demokrasi muhalifleridir. Sistem krizine oynayan, suyu bulandırarak devleti ve milleti aciz düşürmek için fırsat kollayanlar Cumhuriyet'in birikim ve ana sütunlarını yıkmak amacında olan yabancı muhbirleridir.
Karşımızdaki zillet cephesi Türkiye'ye karşıdır
Kılıçdaroğlu Türkiye'de demokrasi olmadığını söylüyor. Gerçek demokrasiyi getireceklerini, Türkiye'yi barıştıracağını iddia ediyor. Kılıçdaroğlu yanına aldığı parti başkanları ve illerini bırakıp kaçak halde sağda solda nutuk atan malum belediye başkanlarıyla birlikte terörle mücadele edeceklerini ileri sürüyor. Terörist Demirtaş'ı serbest bırakacağım diyen bir Cumhurbaşkanı adayı terörle mücadele değil, terörle müzakere ve mütarekeden başka hiçbir şey yapmaz, yapamaz. İhanet odağı HDP/PKK'nın desteğiyle adaylık pozu veren Kılıçdaroğlu özerklik emellerinin, bölücü hedeflerin ümididir. Cumhuriyet demokrasinin, demokrasi de Cumhuriyet'in güvencesi, bu iki değerin koruyucusu de aziz Türk milletidir. Karşımızdaki zillet cephesi Türkiye'ye karşıdır.
Teslim olmayacağız, mutlaka kazanacağız
Beraber çok daha güçlüyüz. Birlikte her zorluğu aşmaya muktediriz.
Çünkü ayrılıkta azap, birlikte rahmet olduğunu çok iyi biliyoruz.
Yılmayacağız, yıkılmayacağız, yıktırmayacağız, mutlaka başaracağız.
Taviz vermeyeceğiz, teslim olmayacağız, tembellik göstermeyeceğiz, mutlaka kazanacağız. 14 Mayıs'ta cumhurun muhteşem zaferine hep birlikte omuz vereceğiz. 14 Mayıs'ın zaferini şimdiden haber vermenizden dolayı sizleri kutluyorum. 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak seçimlerin ardından, en acil birinci gündemimiz, depremin hasarlarını tümüyle onarmak, yaraları sarmak, yeni ve güvenli 650 bin konutu inşa ederek depremzedelere teslim etmektir.
İkinci acil gündemimiz, sosyal ve ekonomik reformlarla toplumsal refah ve rahatlamayı daha da güçlendirmek, daha da genişletmek ve nihayet her kesime yaymaktır. Üçüncü acil gündemimiz, terörle mücadeleyi mutlak bir başarıyla sonuçlandırıp bu kanlı döngüyü milletimizin ve ülkemizin gündeminden tamamıyla çıkarmaktır. Dördüncü acil gündemimiz, yeni, demokratik, kapsayıcı, mutabakata dayalı, milletimizin beklentilerine uygun, yeni hükümet sisteminin doğasıyla uyumlu, yeniçağı kavrayan, Türk ve Türkiye Yüzyılının hukuki altyapısını kuran bir anayasayı ülkemize kazandırmaktır. Beşinci acil gündemimiz, adaletten asayişe, enerjiden diplomasiye, sanayiden eğitime, ulaştırmadan sağlığa, spordan kültürel hayata, tarımdan teknolojiye, çevre ve iklim değişikliğinden kentsel dönüşüme, sanattan turizme, ekonomiden siyasete varıncaya kadar her alanda yeni yüzyılın ruhunu kavrayan ve aslında devam eden yapısal dönüşüm hamlesini hızlandıran, önümüzdeki yüzyılı Türkçe okuyan milli stratejiyi el birliğiyle hedefine ulaştırmaktır. Altıncı acil gündemimiz de, çevremizi barış kuşağına alarak komşularla iyi ve dostane ilişkiler geliştirmek, Türk ve İslam dünyasıyla sıkı diyaloglar kurmaktır. Bunu yapabilecek yegane irade Cumhur İttifakı'nda mahfuzdur. Türkiye'nin yürütme ile yasama yapısı arasında tam bir dengenin tesisiyle birlikte, cumhuriyetin 110'uncu yıl dönümü olan 2033'te temel meselelerini çözmüş, İstanbul'un fethinin de 600'üncü yıl dönümü olan 2053'de süper güç seviyesine tırmanmış bir Türkiye asıl ve ortak gayemizdir.
Kılıçdaroğlu'nu tasfiye etmek için aziz milletim sıra sende
Hep Birlikte Türkiye” inancıyla başaracak olan Cumhur İttifakı'dır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin devamının yanı sıra, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni dönemde de çok güçlü şekilde seçilmesi, Cumhur İttifakı'nın TBMM'de nitelikli çoğunluğa erişmesi yeni yüzyıla Türk ve Türkiye mührünün vurulmasını sağlayacaktır. O halde söz sırası sizdedir. FETÖ'cüleri, PKK'lıları serbest bırakacağını vaat eden Kılıçdaroğlu ve zillet partilerine haddini bildirmek için aziz milletim sıra sende. Terörist Demirtaş'a, Soros'çu Osman Kavala'ya avukatlık yapan Kılıçdaroğlu'nu tasfiye etmek için aziz milletim sıra sende. Sizlerin iradesiyle zalimin zulmü yanına kalmayacak, zilletin zararı yarına bırakılmayacaktır. Milletimin her ferdini Milliyetçi Hareket Partisi'yle Cumhur İttifakı'nın ahlaklı mücadelesine davet ediyorum.
Herkesi Türkiye ve Türk milleti ortak paydasında buluşmaya çağırıyorum.
Elbette başaracağız, hep birlikte başaracağız
Bizim çağrımız, halkın, haklının ve hakkı yenmiş gariplerin çağrısıdır.
Bizim çağrımız, lider ülke Türkiye'nin tarihten gelen çağrısıdır.
Bizim çağrımız, 85 milyon Türk vatandaşımızın huzur çağrısıdır.
Bizim çağrımız, adil paylaşıma, adaletli bölüşüme, eşitlikle, kardeşçe, kişi hak ve hürriyetlerine saygıyla pekişmiş bir hayata çağrıdır.
Bizim çağrımız, milli kararlılığın, milli doğruluşun, milli kucaklaşmanın gür çağrısıdır. Çağrımız sözdür, şerefimize emanet edilmiş manevi sözleşmedir. Bu millet, bu vatan, bu bayrak benim diyen her kardeşimle yolumuz birdir. Her insanımızı kardeş, her yöremizi aziz bilen Türkiye sevdalılarıyla amacımız ve arayışımız aynıdır. Bizim için hiçbir siyasi hedef ve proje, Türkiye'nin egemen devlet vasfından, Türk milletinin var oluşundan, insanımızın huzur ve refah gayesinden daha önemli ve öncelikli değildir. Biz hainlere, eşkıyalara, canilere, sömürgecilere karşı helalin, şühedanın, gazilerimizin ve milletimizin yanındayız. Biz ekonomik teröristlere karşı ekmeğimizin, emeğimizin, alın terimizin tarafındayız. Biz, tek devletin, tek milletin, tek bayrağın, tek vatanın tarafındayız. Biz tam bağımsız ve güçlü Türkiye'den, büyük Türk milletinden tarafız. İnancımıza göre feda edilecek, yok sayılacak, ihmaline göz yumulacak tek bir insanımız yoktur. Küresel komplolara karşı devletin safındayız. Biliniz ki, kararlılığınız dosta güven vermektedir. Haykırışlarınız, düşmana korku salmaktadır.
Elbette başaracağız, hep birlikte başaracağız. Devlet ve milletiyle, Her şeyden önce Türkiye. 2023 lider ülke Türkiye ülkümüzün gerçekleşmesi için aziz milletim sıra sende. Ülkümüzle ülkemizin huzurlu ve refah dolu yarınlara kavuşmak için aziz milletim sıra sende.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle siyasi ve ekonomik istikrarı korumak için aziz milletim sıra sende. Kaderimiz birdir, kanımız birdir, kararımız birdir, kavlimiz birdir, biz kardeşiz, biz büyük bir medeniyetin mirasçılarıyız. O halde aziz milletim sıra sende, Bartınlı kardeşlerim karar ve irade hepinizde. Olacaksa birlikte olacaktır, başarıya da birlikte ulaşılacaktır. Allah razı olsun sizlerden; yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun inşallah. Her birinizi Cenab-ı Allah'a emanet ediyor, 14 Mayıs'ta hem milletvekili adaylarımıza hem de Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a desteklerinizi bekliyorum. Sağ olun, var olun diyorum. Ne mutlu Türk'üm diyene.”