Belçika'dan gelerek ebru sanatını öğrendi, Mudurnu'da sergi açtı
30 yıl önce Belçika'dan Türkiye'ye gelen Jeroen Yasin Demoen, eşi sayesinde Türkçe öğrenip ebru sanatı ve heykel yapımına başladı. Demoen, heykel ve ebru sergisini Bolu'nun Mudurnu ilçesinde açtı.
30 yıl önce Belçika'dan Türkiye'ye gelen Jeroen Yasin Demoen, eşi sayesinde Türkçe öğrenip ebru sanatı ve heykel yapımına başladı. Demoen, heykel ve ebru sergisini Bolu'nun Mudurnu ilçesinde açtı.
30 yıl önce Belçika'dan Türkiye'ye gelerek Sakarya'da evlenen Jeroen Yasin Demoen, Bolu'nun Mudurnu ilçesinde sanat sergisi açtı. Eşi sayesinde Türkçeyi öğrenen Belçikalı Jeroen Yasin Demoen, ebru sanatı ve heykel yapımını Türkiye'de öğrendi. Belçika'da güzel sanatlar alanında öğrenim gören Jeroen Yasin Demoen, Türkiye'de bütün ilgisini heykel ve ebru sanatı yapımına yöneltti. Onlarca eser yapan Jeroen Yasin Demoen, Mudurnu'nun tarihi konağı Madanlar Konağı'nda sergi açtı. Onlarca eserin sergilendiği etkinlik ilçe halkı tarafından yoğun ilgi gördü.
“İlk defa geleneksel ebruları öğrendim”
10 yıl önce ebru sanatı ile tanıştığını belirten Jeroen Yasin Demoen, “10 sene önce ebru sanatı ile tanıştım, aslında Belçikalıyım. 30 seneden beri Türkiye'deyim. Belçika'da güzel sanatlar okudum, böyle bir sanat bilmiyordum. Sonradan bir başladım resim yapmaya, çok güzel özgürlük veriyor insana, insan rahat hissediyor kendini. İlk defa geleneksel ebruları öğrendim, baktım bunlarla doyamıyorum, daha çok istiyorum. Bundan sonra eski tip ebruların 16. yüzyıllarda kullanılan segmentlerini öğrenmeye başladım. Onlara merak sardım, suyun hareketlerini çok seviyorum. Bu ebru sanatını yapanlar hep oturarak çalışma yapıyorlar, hareket ettirmiyorlar. Ben de aksine hareket ettirerek çalışma yapıyorum, gerekirse üflüyorum, gerekirse saç kurutma makinesi ile dalgalandırıyorum suyu, ondan sonra farklı eserler çıkıyor ortaya. Canlı renkleri seviyorum. Daha sonra heykele başladım, bir alüminyum parça vardı, onu kesmeye başladım, ondan sonra devam ettim. Alüminyum heykellerin var, onları kesmeden yaptım. Eşim Türk olduğu için Türkçeyi ondan rahatlıkla öğrendim, rahat kullanabiliyorum. Türk vatandaşı olarak adım Yasin, buraya gelince Mudurnu'da taşları kullandım. Burada kapanmış bir taş ocağı var, oradan birkaç parça ile bir şeyler yapmaya çalıştım. Malzemelerle doğaya zarar vermeden çalışmak istiyorum” dedi.