Bartın Platformu HEMA'ya yeniden dava açtı
Bartın Platformu ÇED olumlu kararının iptali için 306 kişiyle dava açtıklarını açıkladı..
Bartın Platformu, Hattat Enerji ve Maden A.Ş (HEMA) tarafından Amasra İlçesine yapılmak istenen Lavvar Tesisleri ve Dolgu Alanı ile Rıhtım Projesine ait ÇED olumlu kararının iptali için 306 kişiyle dava açtıklarını açıkladı.
Bartın Platformu tarafından yapılan açıklamada HEMA' ya karşı açılan davaları ve süreçler hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi; “Amasra'da yıllardır termik santral kurmaya çalışan Hattat Holding'in “Termik santral yapmaktan vazgeçtiği, Amasra'da sadece kömür çıkaracağı” iddiasıyla giriştiği teknik ve hukuki açıdan sorunlu Lavvar (Taşkömürü Cevher zenginleştirme) Tesisleri ve Dolgu Alanı ile Rıhtım Projesine ait ÇED olumlu kararının iptali için 306 kişiyle dava açtık. Şirketin patronu Mehmet Hattat, medyaya verdiği demeçlerde; “Biz Bartın Platformu'na yenildik ve termik santral yapımından vazgeçtik” diyerek yine halkı yanıltıyor. Çünkü termik santral projesinden onlar vazgeçmedi. Bartın-Amasra halkının 20 yıla yakındır sürdürdüğü “Termiksiz Yaşam Mücadelesi”ndeki hukuksal kazanımlar Hattat'a gidecek yol bırakmadığı için bu işin peşini bırakmış gibi konuşmak zorunda kaldı. Bizler 2016 yılından beri Bartın-Amasra halkını temsilen 2002 davacı ile açtığımız davalarda; Hema Termik Santral ÇED olumlu kararını, Termik santrale kömür getirilecek Hema Dolgu ve Rıhtım Alanı (liman) ÇED olumlu kararını, Lavvar ÇED gerekli değil kararı ile Lavvar ÇED olumlu kararlarını, 1/100 bin, 1/25 bin, 1/5bin ve 1/bin ölçekli termik santrale yer veren Çevre Düzeni Plan ve uygulama imar planı değişikliklerini, Bartın Mahalli Çevre Kurulu'nun termik santral kül sahası olarak ayrılması için onlarca hektar ormanı yok edecek şekilde verdiği kararı, Hattat Holding'in Amasra'da termik santral yoluyla elektrik üretim lisansını mahkemelerde iptal ettirmiştik.
“Lavvar ve Rıhtım projesi sorunlu bir projedir”
Diğer yandan yeni dava açtığımız “Lavvar ve Rıhtım” proje sorunlu bir projedir. Bu projedeki; Dolgu alanı ile rıhtım projesine Çevre Düzeni Planları izin vermemektedir. Bu doğrultuda mahkeme kararları vardır. Atık depolama ve pasa atık sahalarının kapasitesi yetersizdir. Orman izinleri eksiktir ve yöredeki yüzlerce hektar orman ekosisteminin yok edilerek pasa ve şist atık sahasına dönüştürülmesi söz konusudur. Atık sahalarının seçildiği yerler teknik olarak uygun değildir. Entegre tesisler için kümülatif değerlendirme yapılmamıştır. Proje alanında bulunan Tarlaağzı ve Gömü Su Ürünleri Kooperatifi'ne ait Tarlaağzı Balıkçı Barınağı söz konusu projenin inşaatıyla birlikte kullanılamaz hale gelecektir. Bu şekilde ciddi eksiklere sahip bir projeye Çevre Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı tarafından ÇED olumlu kararı verilmesi akıl dışı bir uygulamadır. Bilimsel gerçeklerden oldukça uzak olan bu karar iptal edilmeli ve Amasra B sahasındaki taşkömürü üretimi doğa ve toplum yararına hazırlanacak bir projeyle yapılmalıdır.
“Amasra B sahasında Çinli işçiler mi çalışacak?”
Hattat şimdi 2500 işçi alacağı vaadiyle, platform üyelerini hedef gösteriyor. Bu tür ahlak dışı davranışları daha önce de yapmıştı. Alışkın olduğu bu tür şeyleri tekrar etmekten hiç vazgeçmeyen Hattat'ın daha önce de yüzlerce işçisinin parasını ödemeyerek işten attığı ve o işçilerin emeklerinin karşılığını almak için mahkeme kapılarında sürünmeye devam ettiği herkesin bilgisi dahilindedir. O işçilere gereken hukuki yardım konusunda bizler elimizden geleni yapmaya çalıştık. Şimdi Hattat tarafından üzerimize salınmaya çalışılan işçi kardeşlerimizin de başları derde düştüğünde hep bizler yanlarında olacağız. Onlara bu tür vaatlere kanmamaları için bir hatırlatma yapmak istiyoruz. Hattat Holding'in sahada Çinli bir şirketle çalıştığını herkes biliyor. Mehmet Hattat yaptığı açıklamada: “Ümidimiz bu Türk işçilerinin Çinliler tarafından eğitilecek” olması diyor. 100 yıldan fazla süredir taşkömörü çıkarılan Zonguldak havzasındaki taşkömürü işçilerimizin, kömür çıkarmak konusunda Çinli işçiler tarafından eğitilmesi bize çok garip geliyor. Bu durum işçilerimize ve diğer hemşehrilerimize de garip gelmiyor mu? Hattat Holding'in bu Çinli şirkete ciddi miktarda borcu olduğu söyleniyor. Hattat'ın Amasra B sahasındaki kömür çıkarma hakkını ve sahada inşa etmiş olduğu tesisleri bu Çinli şirkete borçları karşılığında devretmeyeceğinin garantisi var mı? Eğer Amasra B sahası Çinli şirketin eline geçerse maden ocaklarında bizim gençlerimiz mi, yoksa Çinli işçiler mi çalışacak?
“B sahası TTK tarafından işletilmeli”
Hatırlatmak istiyoruz ki, Amasra'daki taşkömürü milli bir kaynak olduğu ve yöredeki gençlere istihdam sağlayacağı için stratejik öneme sahiptir. Buranın işletilmesinin yabancılara geçmesi hem ülke, hem de yöre ekonomisi açısından büyük bir yıkım olacaktır. Bartın Platformu olarak bizler dört yıl önce, 4 Aralık 2019 Dünya Madenciler Günü'nde yapmış olduğumuz açıklamada; Hattat'ın Amasra B sahasındaki taşkömürünü 14 yıl boyunca bir kilogram çıkaramadığı (şu an 18 yıl oldu), Hattat'ın gerçek niyetinin kömür çıkarmak değil, termik santral kurmak olduğu, bu süreç için kömür çıkaramamış olduğu için Türkiye Taşkömürü Kurumu'na ödemesi gereken yüklü miktarda tazminatı ödenmekten kaçındığı, bu nedenle devlet tarafından Amasra B sahasında Hattat Holding'le yapılmış olan Rödovans Sözleşmesi'nin sona erdirilerek bu sahanın devlete ait Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) tarafından işletilmeye başlanması, böylece yöredeki daha çok sayıda işsiz gencimize, daha iyi koşullarda, daha yüksek ücretli ve iş güvenliğine sahip bir ortamda çalışabilecekleri bir çalışma ortamı sağlanabileceğini açıklamıştık.
“Yöre insanı iş sahibi olmalı”
Biz hala aynı noktadayız. “Termikçi Hattat'ın 18 yıldır el koyduğu fakat 1 kg kömür çıkarmadığı Amasra B sahasındaki kullanım haklarının devlete olan borçları karşılığında iptal edilmesi, Amasra B sahasındaki taşkömürü üretiminin TTK tarafından yani devlet eliyle yapılması ve böylece 14 Ekim 2022 tarihinde 43 madencimizi kaybettiğimiz grizu patlaması sonucu geçici olarak üretim yapılamayacak hale gelen Amasra A sahasındaki maden işçilerinin yanı sıra, çok sayıdaki işsiz gencimizin de burada işlendirilerek, iş güvencesi, tatmin edici maaş, sendika hakkı vb. haklara sahip olarak daha iyi koşullarda iş sahibi olmalarının sağlanması ve böylece yöre insanının ve ülkemizin ortak hazinesi olan taşkömürünün gerçek değerini bulmasıdır.”