Bakan Yardımcısı Aydın, 'Türkiye olarak güçlü olmak zorundayız'
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın TTK' ya Bartın'dan alınacak 400 maden işçisinin kura çekimi için geldiği Bartın'da açıklamalarda bulundu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın ziyaret ettiği AK Parti Bartın İl Başkanlığında şunları söyledi, “Hayırlı iş için Bartın'dayız. İnşallah Bartın'ımızın istihdamına katkı sunacak katma değer katacak olan 400 kıymetli madencimizi Bartın'ımıza kazandırmış olacağız. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, özellikle ciddi destekleri ve bu sözün takipçisi olarak kıymetli Enerji Bakanımıza, Çalışması Sosyal Güvenlik Bakanlığımıza da ben teşekkür etmek istiyorum huzurlarınızda.
“Hiçbir devlet savaşta dahi bir hastaneyi bombalama cüretine giremez”
Arkadaşlarla ifade etti gerçekten 10 gündür, 10 günü aşkın bir süredir böyle bir adeta film sahnelerde göreceğimiz hatta göremeyeceğimiz büyüklükte, vahamette bir dramla karşı karşıyayız. Gerçekten devletler terör estirmez. Devletlerin mutlaka hukuk kurallarına bağlı olarak yaşamlarını idame ettirmesi lazım. Hem ulusal hukuklar var hem de uluslararası hukuka bağlı olarak, ondan kaynaklanan haklarını kullanması elbette doğaldır. Ancak hiçbir devlet savaşta dahi bir hastaneyi bombalama cüretine giremez. Hiçbir devlet, devlet olarak masum bebeklere, çocuklara, kadınlara, yaşlılara el uzatamaz, onları bombalayamaz. Sivil halkı katliama yol açamaz.
“Bu İsrail için sonun başlangıcı olacaktır”
Böyle soykırım mı Ancak İsrail Filistinlilere karşı ve maalesef dünyanın gözü önünde bu cereyan ediyor. Ve daha da kötüsü buna ciddi manada destek veren o hani tek dişi kalmış canavar suretindeki o batı dünyasını da görüyoruz. Amerika'sından diğer Batı Avrupa'sına kadar. Ama biz biliyoruz ki zulümle abat olunmaz. Elbette ki mazlumların ahı tutacaktır. Elbette ki Rabb'im hükmünü koyacaktır. Elbette ki bu inananların uyanışına vesile olacaktır ve bu İsrail için şahsi kanadın sonun başlangıcı olacaktır. İnşallah. O yüzden Sayın Cumhurbaşkanımız bütün insanlığı davet etti aslında. Ihsan hukukuna, insan hakkına, riayet etmesi noktasında bütün insanların etkili ve yetkili şekilde bu zulme dur demesi ve bunun için aksiyon alması için davet etti. Ta baştan beri boşuna demiyor ‘Dünya beşten büyüktür' diye.
“Adil bir düzen diyoruz”
İşte Rusya Güvenlik Konseyi'nin acil toplantıya çağırdı. Amerika yok dedi ve çekti. Dünyanın işte 190'ın üzerinde ülke neyse bir tarafa tek bir ülke karşı oy kullandığı zaman öbür bütün dünyanın ne dediğini hiçbir anlamın olmadığı adil olmayan bir sistem. Onun için adil bir düzen diyoruz. Onun için yeniden bu kuruluşların kendini check etmesi lazım diyoruz. Onun için Birleşmiş Milletler ve diğer bütün uluslararası kuruluşların hakkıyla muamele etmesi lazım diyoruz. Ama bunun yapısal olarak yeniden ele alınması gerekiyor. Bu şekilde bir dünya düzeni olmaz. Haklının güçlü olacağı bir düzen lazım bize. Güçlünün haklı olduğu bir düzen değil. Ne yaparsa yapsın gücünden hakkını bulan biri değil. Haklı olduğu zaman güçlü olmalı. Ama maalesef yaşadığı şunu bize gösteriyor.
“Türkiye olarak güçlü olmak zorundayız”
Biz güçlü olmak zorundayız. Türkiye olarak güçlü olmak zorundayız. Ve gücümüzün en büyük kaynağı da emin olun birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz. Bunun için şartlar ne olursa olsun, zaman zaman ufak tefek meseleler olabiliyor ama biz özellikle AK Parti teşkilatları olarak öncelikle bu şehrin dahası da bu ülkenin birliğinin tesisi için çimento olmak zorundayız. Beraberce hareket etmek durumundayız ve biz başta savunma sanayi alanında olmak üzere her alanda dünyayla rekabet edilebilir ölçüde kendimizi geliştirmek zorundayız. Ekonomimizi büyütmek zorundayız. Eğer ekonominiz varsa eğer silahınız varsa işte gücünüz de oluyor maalesef.
“Güçlenen bir Türkiye var”
Böyle bir dünya var. Ve bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yirmi bir yıl fasılasız ve nizasız bir şekilde büyüyen, güçlenen bir Türkiye var. Artık zalimlere dur diyebilen bir Türkiye var. Bu çok önemli. Bir lider var. O liderin kıymetini bilerek o liderin etrafında kenetlenerek hep birlikte daha çok yol almak zorundayız. Ve burada gerek genelde gerekse de yerelde iktidarı almak durumundayız. Güçlü olmak zorundayız.
“Gününüzü pekiştirin”
Onun için değerli kardeşlerim ben de bir teşkilat mensubuyum. Teşkilatlardan gelen bir kardeşiniz var. Kolay değil teşkilatçılık zor bir görevdir. Gönülden yapılan bir iştir. İşte bu cuma saatinde öğle vaktinde özellikle ben hanım kardeşlerimi yürekten tebrik ediyorum. Ailesini, evini, çoluğunu, çocuğunu bırakıp yine beyler işimizi, gücümüzü bırakıp buraya geliyorsak bizim bir derdimiz var. Bizim bir davamız var. İşte bu davanın peşinde koşuyorsun. İnsana ait olan her şey bizim için kıymetlidir. Onun için Filistin diyoruz. Onun için Filistin davasını kendi öz davamız gibi görüyoruz. Onun için bir mücadele ortaya koyuyorsun. Onun için mücadele ediyoruz arkadaşlar. Onun için parti olduk. Onun için iktidara talip olduk. Niçin, millete hizmet için. O yüzden sizlerden istirhamım birliğimizi, dirliğimizi muhafaza edin. Gününüzü pekiştirin.
“Çıtayı daha yukarılara taşımak zorundayız”
Burada komutanımız, değerli il başkanımız, vekilimiz, eski yeni başkanlarımız, teşkilat mensuplarımız, kadın kollarıyla, gençlik kollarıyla, belediyelerimizle meclis üyelerimize, belediye başkanlarımızla hep birlikte ta sandık müşahidine kadar o silsileyi, omuz omuza dayanışarak mücadele ederek inşallah çıtayı daha yukarılara taşımak zorundayız. Ben sizlere teşekkür ediyorum. Sizlerden Allah razı olsun Bugün bizleri misafir ettiniz. Değerli abimize, vekilimize, kıymetli başkanımıza, önceki sonraki yeni bütün vekillerimize, adaylarımıza, teşkilatlarımıza hepinize teşekkür ediyorum. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum.”