Bakan Tunç Bartın'da konuştu
Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından düzenlenen 'Ombudsman Bartınlılarla Buluşuyor' toplantısı Bartınlı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un katılımıyla gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan Bakan Tunç, “21 yıldan bu yana sessiz devrim kaydedilecek hak arama yollarını genişleten önemli düzenlemelere imza attık. Kamu Denetçiliği Kurumu bunlardan sadece birisi ve yine uygulamaya koyduğumuz diğer alanlar arabuluculuk dediğimiz alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri dediğimiz, vatandaşlarımızın adliyeye başvurmadan ara bir yolla hakkına daha az makamda, daha çabuk kavuşabilmesi anlamında özellikle uygulamaya koyduğumuz önemli çalışmalar var.” İfadelerini kullandı.
Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından Bartın Kültür Merkezinde ‘Ombudsman Bartınlılarla Buluşuyor' toplantısı düzenlendi. Toplantıya Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Kamu Baş Denetçisi Şeref Malkoç, il protokolü, muhtarlar, dernekler ve sivil toplum kuruluşları geniş katılım sağladı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan programda açılış konuşmasının gerçekleştiren Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, kamu denetçiliğinin önemine vurgu yaparak; “İnsanoğlunun toplum halinde yaşamasından beri idare hep var olmuştur. İdarenin şekli ise bulunduğu zamanın kültür anlayışına göre değişiklik göstermektedir. Tüm dünyada özellikle 2000'li yıllardan itibaren kamu yönetiminde iyi yönetişim anlamı önemli bir yer tutmaya başlamış, ülkemizde bu değişimin içinde yer almıştır. Bu bağlamda üstünde hukukun üstünlüğü, şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık gibi önemli kriterler bulunmaktadır. Ancak en önemli özelliğini idarecilerin vatandaşların daha fazla cevap verebilmeleri, kaliteli hizmet sunmaları oluşturmaktadır.” Dedi.
Vali Arslan; “Hesap verebilmesini sağlayan çok özel bir kurum”
Vali Arslan konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi, “Bizler idare olarak kamu hizmetlerimizi tabii ki insanlarımızla beraber sunuyoruz. İnsanlarımızın olduğu her yerde doğal olarak bazı eksiklikler, aksaklıklar, hatalar, yanlış anlaşmalar veya zaman zaman da mağduriyetler olabiliyor. İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğunun anayasamızda düzenlenmiş olduğunu hepimiz biliyoruz. Böyle olmakla birlikte birçok konunun yargı organlarına intikal ettirilmeden, başka kanallardan çözüme kavuşturulması ve devlet vatandaş arasında güven duygusunun yeniden inşa edilmesini sağlayıcı mekanizmalar da aslında 2000'li yıllardan sonra kamu yönetiminde girmiş bulunmaktadır. Bu mekanizmalardan birisi de 2012 yılında anayasamızda düzenlenen Kamu Denetçiliği kurumudur. Ayrıca Kamu Denetçiliği kurumunun dışında vatandaşlarımızın şikâyet ve başvurularını dile getirebilecekleri, CİMER, açık kapı gibi mekanizmalardan bulunmaktadır. Bu anlamda Kamu Denetçiliği ve diğer adıyla Ombudsmanlık Kurumu, kamu hizmeti veren kurumlarla hizmet alan vatandaşlar arasında bir sorun, sıkıntı, anlaşmazlık veya itilaf ortaya çıktığından konu mahkemeye intikal etmeden, vatandaşlarımıza hak arama fırsatı sunan, hem kamu, hem vatandaşlarımızın işini hızlandıran, mahkemelerimizin birçok işini yükünü alan, devletin ve şeffaflığını hesap verebilmesini sağlayan çok özel bir kurumdur.
“Toplantı önemli bir farkındalık oluşturacak”
Kamu Denetçiliği Kurumu, vatandaşlarımıza hizmet sunan kamu kurumlarıyla vatandaşlar arasında bir ara bulucu, dostane çözüm üreten, hakem rolünde olan ve aldığı kararlar ile idarelere yol gösteren kamu kurumlarını daha özenli davranmaları konusunda teşvik eden bir kurumdur. Kamu denetçiliği kurumu vatandaş ile idare açısından çok ciddi köprü görevi görmekte, vatandaşlarımızın da hak arama kültürünün yaygınlaşması, idarenin hizmet kalitesinin yükseltilmesi, insan haklarının gelişmesi, hukukun üstünlüğü sağlanması konularında da önemli görevler yerine getirmektedir. Bugün Bartın'da ve diğer gerçekleştirilen bilgilendirme toplantıları Kamu Denetçiliği kurumunun vatandaşlarımız tarafından bilinirliğinin artırılmasını sağlayacak ve karşılaştıkları sorunlara çözüm üretmek için kurumu kullanmaları bakımından önemli bir farkındalık oluşturacaktır. Bu verile ile toplantımızın ülkemiz ve ilimiz için hayırlı olmasını diliyor, başta Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç ve Kamu Baş Denetçimiz Sayın Şeref Malkoç olmak üzere toplantının gerçekleştirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.”
Bakan Tunç; “Önemli adımlar attık”
Programda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, son yıllarda temel hak ve özgürlük alanında atılan adımlara değinerek; “Kamu Denetçiliği Kurumu özellikle idarenin vatandaşlarımızla arasında köprü olma bakımından 2010 anayasa değişikliğinden ve sonrasında 2013 yılında yasal düzenlemesi yaptıktan sonra 10 yıllık geride kalan uygulama söz konusu. Bu uygulamanın özellikle yerinde değerlendirilmesi siz muhtarlarımızla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber olup, birlikte gelinen noktayı bir gözden geçirme ve bundan sonraki çalışmalar da bunda neler talep ediliyor bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle idarenin vatandaşlarla olan irtibatı vatandaşlarımızın idareyle ilgili olan sorunlarını giderilmesi noktasında hem tanıtılmasına ihtiyaç var hem de vatandaşlarımızın özellikle Kamu Denetçiliği Kurumu üzerinden kendi problemlerinin çözümü noktasında mahkemelere düşmeden, idareyle karşı karşıya gelmeden daha çabuk çözüme kavuşabilmesi anlamında çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Son yıllarda özellikle temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi anlamında önemli adımlar attık.” Dedi.
“Bir çalışmamız daha var”
Bakan Tunç konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi; “21 yıldan bu yana sessiz devrim kaydedilecek hak arama yollarını genişleten önemli düzenlemelere imza attık. Kamu Denetçiliği Kurumu bunlardan sadece birisi ve yine uygulamaya koyduğumuz diğer alanlar arabuluculuk dediğimiz alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri dediğimiz, vatandaşlarımızın adliyeye başvurmadan ara bir yoluyla hakkını daha az makamda, daha çabuk kavuşabilmesi anlamında özellikle uygulamaya koyduğumuz önemli çalışmalar var. Diğer yandan bunların daha bitmediğini söylüyoruz. Vatandaşlarımızın idareden alacakları, kamudan alacakları noktasında dava açmadan idareye başvurarak bir komisyon marifetiyle o komisyondan çıkan karar doğrultusunda alacağını alabilmesine yönelik bir çalışmamız daha var. İdari hukuk dediğimiz bir çalışma. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekillerimizin takdirlerine sunacağız.
“Sorunlar aşılamadığında kamu denetçiliği devreye giriyor”
Vatandaşlarımızın hem idaresiyle genelleşmeden, mahkemeye düşmeden alacağına daha çabuk kavuşabilmesi anlamında önemli bir uygulamayı inşallah milletvekillerimizin takdirleriyle gerçekleştirmiş olacağız. 2010 anayasa değişikliğiyle anayasamıza giren bir sistem kamu denetçiliği. Tabii kamu denetçiliğinin özellikle etkin bir şekilde uygulanması Sayın Valilerimizle, kaymakamlarımızın il ve ilçelerdeki çalışmaları, özellikle açık kapı dediğimiz yeni bir uygulamayla da oradan vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgili kavuşma ve sonrasında yine eğer ilçe ve il düzeyini aşıyorsa kamu denetçiliği marifetiyle yol gösterme bakımından valiliklerdeki ve kaymakamlıklardaki açık kapının da önemli olduğunu düşünüyoruz. Burada muhtarlarımız var. Bartın'ımızın hemen hemen tüm muhtarları burada. Muhtarlarımız en yakın yönetim birimleri. Adeta halkın avukatları, adeta onlar orada birer kamu denetçisi vazifesi görüyorlar. Dolayısıyla vatandaşlarımızın özellikle hak arama noktasındaki en büyük tesisleri yerini alan muhtarlarımız, sonrasında da diğer kamu yöneticilerimiz ve sorunlar aşılamadığında da kamu denetçiliği devreye giriyor.
“Bugüne kadar çok faydasını gördük”
Kamu Denetçiliği Kurumu özellikle yasama yetkisinin kullanılması milletvekillerine ait. Bağımsız ve tarafsız mahkemelere ait. Yine Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve sırf askeri faaliyetlerle ilgili konularda askerlerle alakalı. Bunun dışındaki tüm iş ve işlemlerde kamu denetçiliğine başvurabiliyor ve çözüm alınıyor. Kamu denetçileri bu anlamda raporlar hazırlıyor ve idarenin uygulamalarına ışık tutacak tavsiye kararları çıkıyor. Hatta buna yönelik özellikle o sorunları yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla yol gösterici, tavsiye niteliğinde önemli kararlara ulaşılıyor. Bugüne kadar da çok faydasını gördüğümüzü özellikle belirtmek istiyoruz. Kurulduğu günden bu yana da halkın sesi olarak kamu denetçiliği kurumumuz giderek faaliyetlerini arttırmak ve bu noktadaki etkinliğini daha da arttırdığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin adil, tarafsız, etkili bir şekilde işlemesine haksızlıkların önlenmesine, adaletin tesisine çok önemli katkılar sunuyoruz. Kamu Denetçiliği Kurumu bireylerin ve toplumun devlet karşısındaki güvencesidir hissi ortaya çıkıyor. İdarenin şeffaflık ve hesap verebildik aracı aynı zamanda Kamu Denetçiliği Kurumu katılımcı demokrasinin de önünü açıyor. İşte bugün Bartın'daki bu faaliyet en büyük örneği. Şehrin tüm dinamikleri burada.
“İnsanı güçlendirmek için çalıştık”
Vatandaşlarımızın kamu hizmetlerinde karşılaştıkları sorunlara objektif bir şekilde yaklaşarak şikâyetler dinleniyor. Bilgiler toplanıyor, araştırmalar yapılıyor ve adil bir çözüm bulmak için girişimde bulunuluyor. 21 yıldan bu yana hep politikalarımızın merkezinde Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde insanı önceledik. İnsanı esas alan politikalarla hep insanı güçlendirmek için çalıştık. Eğitimden sağlığa, sosyal politikalardan adalete, emniyete, kültüre her alanda insanımızı güçlendirmek için çalıştık. Çok da mesafe aldık. İnsan güçlü olacak ki aile güçlü olsun. Aileyi güçlendirmek için öncelikle insanı güçlendirmek lazım. Aileyi kadınıyla, çocuğuyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle, engellisiyle her kesimiyle güçlendirmenin yolu insanı güçlendirmekten geçiyor. Aile güçlü olacak ki toplum güçlü olsun. İşte bu nedenle insanı güçlendiren politikalardan bir tanesi de insanın özellikle temel hak ve özgürlük alanının genişletmek, hak arama yollarını daha da arttırmak. Bu anlamda hak arama yolları sadece tabii ki anayasamızda en önemli yollardan biri Kamu Denetçiliği ama Kamu Denetçiliğinin yanı sıra da önemli bazı düzenlemeler, mekanizmalar bu alanda kuruldu.
“Sivillerin dahi askeri yargıda yargılandığı dönemleri yaşadık”
Özellikle adaletin tesisi için en önemli husus hukuk devleti olmak. Hukukun üstünlüğüne inanmak. Bağımsız ve tarafsız yargıyı güçlendirmek. Bu anlamda çok önemli mesafeler aldık. Yargımızın daha bağımsız, daha tarafsız olması anlamında anayasamızda sessiz devrim sayılan reformlara imza attık. Hâkimler Savcılar Kurulunun yapısının daha demokratik, hukuk devleti ilkesine uygun hale getirilmesinden tutun da Anayasa Mahkememizin yapısını daha demokratik ilkelere uygun hale getirmeye varıncaya kadar. Askeri yargının kaldırılması, askeri yargıların kaldırılması, askeri yüksek idare mahkemesinin kaldırılması, askerlerin sivillerin dahi askeri yargıda yargılandığı dönemleri yaşadık. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılması, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, ülkede yargı birliğinin sağlanması ve hukuk devleti ilkesinin daha da tahkim edilmesi anlamında çok önemli adımlar attık ve atmaya devam ediyoruz. Vatandaşlarımızın özellikle temel hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi noktasında kadın haklarının güçlendirilmesi, çocukların korunmasına yönelik düzenlemeler, yine engelli hakları, şehit ailelerimiz ve gazilerimize yönelik pozitif ayrımcılık düzenlemelerini içeren anayasal değişiklikleri hep milletimizin onayıyla gerçekleştirdik.
“Bilgi Edinme Kurulu oluşturuldu”
Hak arama yollarında kamu denetçiliğinin yanı sıra bilgi edinme hakkını anayasal güvenceye kavuşturduk. Bilgi edinme hakkıyla ilgili düzenlemeler, vatandaşımızın özellikle kamudan bir bilgi ve belge talep ettiğinde kamu artık hayır diyemiyor. Mutlaka vermek zorunda. Çünkü anayasa bunu gerektiriyor. Vatandaşımız kamudan bir belge istediğinde tam o belgeyi tabii ki devlet sırrı vesaire onlar istisna. Onun dışında vermek mecburiyetinde. Hatta bilgi edinme kurulu oluşturuldu. Bunun dışında özellikle herkesin bilgi edinme hakkı güvenceye kavuştururken herkesin özel hayatının korunması, özel hayatın gizliliğinin korunmasıyla ilgili olarak kişisel verilerin korunmasıyla ilgili anayasamızda önemli güvenceler sağladık. Yine bu da 2010 anayasa değişikliğiyle hayata geçen düzenlemelerden. Özel hayatın gizliliğinin korunmasına yönelik, kişisel verilerin korunmasına dair bir mekanizma olarak kişisel verileri koruma kurulu kurularak bu alandaki özellikle vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin önlenmesi anlamında önemli düzenlemeleri hayata geçirdik.
“Anayasamız bugüne kadar 184 kez değişti”
Yine anayasada sayılan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden kaynaklanan temel hak ve özgürlükleri ihlal edildiği iddiasında anayasa mahkemesine başvurabilmesi, kamu gücü tarafından ihlal edilen bu haklarını anayasa mahkemesinde arayabilmesinin yoluna açtık, bireysel başvuru imkân getirdik. Ama bu darbe anayasasında özellikle hem vesayetçi ruhu azaltan hem de temel hak ve özgürlükleri genişleten bir an önce saydığımız ve burada daha bu toplantının konusu olmayan birçok düzenlemeyi de milletimizin onayıyla hayata geçirdik. Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısını demokratikleştirilmesinden tutun da Yüksek Askeri Şura'nın yapısının daha demokratik hale getirilmesine varıncaya kadar çok önemli düzenlemeleri hayata geçirdik. Anayasamızda sıkı yönetim ilanına izin veren bir madde vardı, onu kaldırdık. Darbeciler yargılanamaz diye bir hüküm vardı anayasamızda. Onları kaldırdık. Milletimizin onayıyla bunları gerçekleştirdik. Anayasamızın o darbeci, vesayetçi ruhunu azaltan çok önemli sessiz devrim sayılan reformlardır bunlar. Ama bunları yeterli görüyor muyuz? Elbette ki görmüyoruz. Anayasamız bugüne kadar 184 kez değişti. Bu değişiklik nedeniyle maddeler arasındaki yeknesaklık da bozuldu.
“Yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu açık”
O nedenle artık Türkiye yüzyılına başladığımız, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başlangıcında herkesin istediği, her düşünceden insanın evet Türkiye'ye yeni, demokratik bir anayasa lazım dediği şu Türkiye yüzyılının başlangıcında demokratik, sivil, kuşatıcı, temel hak ve özgürlükleri öne alan yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu açık. Ve milletimize olan borcumuz bizim bu. 28. yasama döneminde inşallah o uzlaşma sağlanır. Toplumsal uzlaşmayı esas alan yeni bir anayasaya ülkemizi kavuştururuz. Bütün beklentimiz ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de bunun başarılmaması için herhangi bir sebep yok. Milletimizde olan bu borcu tüm siyasi partilerin bir masa etrafında oturarak uzlaşabilirler ve 28'nci dönem yasama meclisi de cumhuriyet tarihimizin özellikle Türkiye yüzünden başlangıcında çok büyük bir reforma, büyük bir iyiliğe de imza atmış olurlar. İnşallah bunu gerçekleştiririz.”