Ağbaba 'Bu yasa teklifi açıkça dikta teklifidir'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Malatya Milletvekili Veli Ağbaba Bartın’da partililerle buluşarak, basın açıklaması gerçekleştirdi. 

Vekil Ağbaba’nın Bartın’da ki ilk adresi CHP İl Başkanlığı oldu. Burada partililer ve basın mensupları ile bir araya gelerek bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Ağbaba’ nın gündeminde ise sosyal medya kanun teklifi, yoksulluk ve son bir yılda kapanan iş yerleri vardı. 

Konuşmalarına öncelikle Gezi Parkı Direnişinin yıldönümü ile başlayan Ağbaba şu ifadeleri kullandı; “Taksim Gezi Parkı Direnişi’nin 9. yıl dönümü. Gezi, milyonlarca insanın şeref ve haysiyet isyanıdır. Otoriterliğe, baskıya, yaşam tarzına müdahaleye, yeşili ve doğayı talana, polis şiddetine karşı başlatılmış bir direniştir. Sadece Türkiye’nin değil, demokratik talepleriyle tüm dünyanın protesto tarihine girmeyi başarmıştır. Gezi, gerek sloganlarıyla gerek katılımcıların çeşitliliğiyle AKP’ye verilen en büyük derslerden biri oldu. Öyle ki, Erdoğan hala Gezi hıncını alamadı. Gezi Parkı’nı dönüştürmeye çalıştı. Topçu Kışlası yapma konusunda ısrarını sürdürdü. Gezi davası diye uyduruk iddialarla insanları yargıladı. Ve geçen ay bugün, Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu 17 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman hakkında 18 er yıl hapis cezası verildi. Sanıkların tutuklanmasına karar verildi. Bu karar ülke tarihine geçmiş kara bir leke olarak hatırlanacaktır. Tıpkı Balyoz gibi, tıpkı Ergenekon gibi Saray’ın hakimleri tarafından verilen bir kumpas kararıdır. Tarih ve milletin vicdanı bu Saray yargısını yargılayacaktır. Bu vesileyle Gezi’nin yıl dönümünde Gezi şehitlerimizi Ali İsmail’i, Berkin’i, Abdocan’ı, Mehmet Ayvalıtaş’ı, Ethem Sarısülük’ü, Ahmet Atakan’ı ve tüm demokrasi şehitlerini saygıyla anıyorum.”

“Enflasyonda dünya 6.’sıyız”

Ağbaba, konuşmalarında ülke ekonomisinin geldiği noktaya da değinerek; “AKP yoksulluğa yeni bir boyut kazandırdı. Boş baklava, boş tost, boş dürüm, dilim karpuz, bayat ekmekten sonra şimdi “dünkü poğaça” da satışa sunuldu. Eskiden sokak hayvanlarına verilen bayat poğaçalar artık satışa sunuluyor. Taze ekmek gibi, taze poğaçaya gücü yetmeyenler dünden kalan bayat poğaçaları yiyebiliyor. “Kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller” mantığının geldiği nokta bugün “bayat poğaça yiyorlarsa aç değiller” olmuştur. Daha ucuz diye metrelerce kuyruk olan halk ekmeğine ambargo uygulayanlar, yakında bayat ekmek satışı yapanlara da ambargo koyarsa şaşırmayın. Eskiden “Türkiye Zimbabve olur mu?” diye soranlar, bugün Türkiye’nin Venezuela’yla kıyaslıyorlar. Enflasyonda dünya 6.’sıyız. Savaş olan Ukrayna’da bile halk bizden daha refah içinde yaşıyor. Ülkeyi kuru ekmeğe, kuru poğaçaya muhtaç edenlere yazıklar olsun.” Dedi. 

“Yasanın geçmemesi için elimizden geleni yapacağız”

Ağbaba’nın ana gündem maddelerinden biri olan sosyal medya kanun teklifine de şu sözlerle sert tepki gösterdi; “AKP ve MHP'nin sosyal medya kanun teklifi Meclis’e sunuldu. 40 maddelik bu düzenlemenin her maddesinde ayrı bir yasak, ayrı bir ceza var. “Doğru olmayan”, kamu düzenini ve barışını bozan, iç güvenliği sözüm ona tehdit eden haber veya bilgi paylaşanlara ve yayanlara hapis cezası öngörülüyor. Peki doğru dedikleri, kime göre, neye göre? Ben söyleyeyim:İç güvenlik demek AKP’nin güvenliği demektir. Doğru bilgi demek AKP’nin işine gelen bilgidir. Kamu düzeni demek AKP’nin rantçı düzeni demektir. Kamu barışını bozanlar hapse atılacakmış. Ortada kamu bıraktınız mı ki, barışından söz ediyorsunuz? Kamu barışını bozan biri varsa en başta Saray’da arayın. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’ nun konuşmasını yayınladığı için TV kanallarına ceza verileceği belirtiliyor. İktidar borazanlığı yapmayan gazetelere ve kanallara her gün cezalar yağdırılıyor. RTÜK zaten Erdoğan’ın kılıcı olmuş, Ana Muhalefet Partisi Liderinin konuşmasına bile ambargo uyguluyor. Dünyanın her yerinde, Ana Muhalefet Liderinin söylediği haberdir. Hangi akılla bunu haber yaptı diye ceza kesersiniz? 

Bunlar mafya zihniyle, çete mantığıyla ülke yönetiyor. Bir suç örgütüne dönüşmüş bir yapıdan söz ediyoruz. Şimdi amaç, sosyal medya hesaplarındaki itirazları kesmek ve muhalefeti sindirmek.Bu yasa teklifi açıkça dikta teklifidir. Goebbels tipi faşizme giden yolun köşe taşıdır. Bizim nezdimizde yok hükmündedir. Ne yaparlarsa yapsınlar, market etiketleri ortada, faturalar ortada. 5’li çeteye verilen paralar ortada. Fakirin vergisinden bir avuç zengine giden rant ortada. Hırsızlık, yolsuzluk, liyakatsizlik ortada. Baskıyla neyi başaracaksınız? 7/24 troll ordusuyla her gün muhalefete küfür ettirenler, bu kez da başarısız olacaklar. Biz bu yasanın geçmemesi için elimizden geleni yapacağız.

“İstedikleri her kişiyi cezalandırmanın yolunu aramışlar”

Özgürlükler için iktidara geldiğini savunan AKP, 20 Yılın sonunda Türkiye’yi her alanda yasaklar ülkesi haline getirdi. AKP ve MHP’nin hazırladığı basın kanunu sansürün resmileştirilen halidir. AKP ve MHP’nin teklifiyle basın kartı ve internet haber sitelerine gelir sağlayacak resmi ilan Saray’ın iki dudağı arasına sıkıştırılıyor.  “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlığı ile yeni bir suç oluşturuluyor. Aylarca üzerinde çalışıp ortaya koydukları teklif ortada ne basın ne ifade özgürlüğü bırakacak. Kendi halkının konuşmasından, düşüncelerini ifade etmesinden bu kadar korkan iktidar olur mu? Halk yolsuzluklara, ballı ihalelere, adam kayırmalara, suç baronlarının cirit atmasına ses çıkarmasın, gazeteler bunları yazmasın istiyorlar. Ucu o kadar açık maddeler var ki, sosyal medya kullanıcılarını, gazetecileri istedikleri her kişiyi cezalandırmanın yolunu aramışlar. Basın ve ifade özgürlüğünü kabile devletleri seviyesine çekmek istiyorlar. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye 2005 yılında 98'inci sırada yer alıyordu. 17 Yıl sonra 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre Türkiye, 180 ülke içerisinde 149'uncu sırada yer alıyor. Yeni yasa ile en son sıraya düşmemek elde değil.”

“Asgari ücretlinin sofrasından 1 yılda 414 ekmek azalmış”

Ağbaba konuşmasında Asgari ücrete gelen zam ile birlikte eve giren ekmek sayısının düştüğünü ifade ederek; “Ekonomik kriz eleştirilerine tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Birileri çıkıp ‘aç kaldık’ diyor. Ya vicdansızlık yapma, ne aç kaldın? Aç kalan falan yok. Yeter ki dürüst, samimi ol. Şu anda yapmış olduğumuz zamlarla, parasal düzenlemelerle vatandaşımızın bu imkanlarını da nereden nereye getirdiğimiz ortada' dedi. 2 yıl önce Malatya’da “evimize ekmek götüremiyoruz” diyen esnafa “bu bana biraz abartılı geldi” diyip, çay fırlatmıştı.  2 yılda “Aç kaldık” diyenlerin sayısı katlanarak artıyor, Erdoğan’ın buna inanmaması ve halkı fırçalaması devam ediyor. Erdoğan demek, “Tok açın halinden anlamaz” demektir. Herkesi kestane ballı,  Medine hurmalı manda yoğurdu yiyor sanıyor. Sarayda oturanların hazin sonudur bu. Halktan kopukluğun en doğal yansıması. Vatandaşın imkanlarını nereden nereye getirdik diyor; 2021 Asgari Ücreti olan 2 bin 825 lira ile  bin 628 adet  ekmek alınıyorken, 2022 Asgari ücreti olan  4bin 250 lira ile  bin 214 adet ekmek alınıyor. Asgari ücretlinin sofrasından 1 yılda 414 ekmek azalmış. Nereden nereye. Kendisi bunu ne kadar kabul etmese de bu ülkede “aç falan” var. Anasının koynunda soğuktan donan bebekler var. Çocuğunu doyuramadığı için intihar eden anneler var. Ataması yapılmadığı için intihar eden öğretmenler var. Evladına pantolon alamadığı için hayatına son veren babalar var. Senin berbat yönetiminde açlık var, yoksulluk var, evine ekmek alamayan insanlar var. Erdoğan vicdansızlık yapma demeye dursun, halk açlık ve yoksullukla boğuşadursun, diğer taraftan da ekonominin ne durumda olduğunu en iyi gösteren verilerden biri ticari hayatın durumu.” Dedi.

Bir yılda 125,9 arttı

Ağbaba konuşmasının devamında ise 1 yılda iflas eden şirketlere de değinerek; TOBB verilerine göre, nisanda kapanan şirket sayısı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 125,9 oranında arttı. Ocak-Nisan döneminde toplamda 5 bin 321 şirket, 8 bin 271 gerçek kişi ticari işletme de kapandı. 2022'nin ilk 4 ayında, 2021'in ilk 4 ayına göre kapanan şirket sayısı yüzde 45,7, kapanan kooperatif sayısı yüzde 94,7 artarken, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 6,3 azaldı. Erdoğan çıkıp bu rakamlar için de “vicdansızlık yapmayın” desin.” Şeklinde konuştu. 

“Bal bal demekle ağız tatlanmaz”

Ağbaba son olarak sözlerine şu ifadeleri de ekledi; “İlk önce şeker fabrikalarını sattılar. Sonra "şeker krizi yok" dediler. Daha sonra şekere yüzde 85 zam yaptılar. Şimdi ise 20 yılın ardından ilk kez 400 bin ton şeker ithal edilecek. Halka, üretime, üreticiye düşman olsanız ancak bunu yapabilirsiniz. Şeker vatandır vatan satılmaz derken tam da bu günleri ve olacakları söylemiştik. Yanılmadık. Olan fabrikalarımıza, üreticimize, paramıza oldu. Anadolu'da hangi toprağa ekseniz yetişebilecek ürünü ithal etmek beceriksizlik değil de nedir? Dünya Bankası ve IMF dayattı 2001’de Şeker Yasası çıktı. Pancar üretimine kota geldi. AKP, şeker fabrikalarının büyük bölümünü özelleştirdi. Üretim yetmedi, sıfır gümrükle 400 bin ton şeker Fas, Cezayir ve Mısır’dan ithal edilecek. Çiftçiye verilmeyen destek ithalata veriliyor. Erdoğan: "Şimdi birileri çıkıp 'aç kaldık' diyor. Vicdansızlık yapma, aç kalan falan yok." Asgari ücret açlık sınırının bin 764 lira altında. 200 lira 4 kg biber etmiyor. Fırınlarda bayat ekmek satılıyor. 

Gıda enflasyonunda Avrupa 1.'siyiz. Her gün iğneden ipliğe zam geliyor Maaşlar her geçen gün eriyor. Bazı şehirlerde üçüncü el giysi, ayakkabı satılıyor. Saray'da iyice halktan kopmuş, dünyadan haberi yok. Şu sözü bir kahvede, sokakta söylese ağzının payını alır ama ona da cesareti yok, yazık. Brüt asgari ücretin 3’te birinden az yani aylık 1668 liradan daha az gelire sahip olduğu için genel sağlık sigortası primi devlet tarafından karşılanan 7.4 milyon vatandaş var. TÜİK' in son gelir ve yaşam koşulları araştırmasına göre,Türkiye’de toplam 17 milyon 636 bin kişi, yıllık 16 bin 841 liranın altında gelir elde etmiş. Bir başka deyişle Türkiye’de 2020 yılında aylık bin 403 lira gelirle 17 milyon 636 bin kişi geçinmeye çalışmış. Asgari ücret açlık sınırı altında, 8 milyon emekli asgari ücretin altında aylık alıyor. Erdoğan bu aylıklarla geçinen milyonlarca vatandaşın sadece bir tanesinin evine gitsin; açlık var mıymış yok muymuş kendisi görsün. Anadolu da bir söz vardır. Bal bal demekle ağız tatlanmaz. Erdoğan ne kadar açlık yoksulluk dese de ne açlığı ne yoksulluğu gizleyebilir.”


 

Bakmadan Geçme