Adıgüzel, müteahhitlerin sorunlarını anlattı
Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği (KAMİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Adıgüzel, artan inşaat maliyetlerinin meclise taşınmasının ardından değerlendirmelerde bulundu
Adıgüzel, müteahhitlerin sorunlarını anlattı.
Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği (KAMİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Adıgüzel, artan inşaat maliyetlerinin meclise taşınmasının ardından değerlendirmelerde bulundu.
Adıgüzel meclise taşınan taslak için ‘dağ fare doğruyor’ benzetmesi yaparak; “Cumhurbaşkanımıza bu konunun çok doğru anlatıldığı noktasında ben o fikirde değilim. Çünkü taslağın amacı ile örtüşmeyen, gerek tarih fiyat farkı oranı, gerek sicil affı, gerek süre uzatımı bu kapsamda değil. Yani bu kapsamda olmayan sektöre merhem olmayacak bir fiyat farkının hiçbir işe yaramayacağını ve mutlaka Cumhurbaşkanımızdan döneceğini düşünüyorum.” Dedi.
Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği (KAMİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Adıgüzel bir televizyon programında artan inşaat maliyetlerinin meclise taşınan taslağı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Başkan Adıgüzel, deprem bölgesinde TOKİ eliyle yapımına devam edilen konutları ele alarak artan inşaat maliyetlerinden, fiyat farkına, iş gücü yetersizliğinden, sicil affına ve tasfiye hakkına kadar kamu müteahhitlerinin sıkıntı yaşadığı birçok konuya değindi.
Başkan Adıgüzel, deprem bölgesinde devletin çok başarılı bir pozisyon aldığını dile getirerek; “Devletimiz belki bugüne kadar başka hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı çok başarılı bir şekilde depremden hemen sonra pozisyon almış ve bu konutların ihalesini yaparak vatandaşın hizmetine sunmak için çalışmalar başlamıştır. Ancak bu çalışmanın verdiği bir takım dezavantajlar yaşanmıştır. Bunun da ilk baştaki sebebi bu konutlarla ilgili artan talebi karşılamayan iş gücü. Ve malzemelerdeki tedarik problemi gerek agrega gerek beton gerek demirle ilgili tedarik problemleri bölgedeki inşaat maliyetlerinin ve tüm Türkiye'deki inşaat maliyetlerinin çok ciddi artmasına neden olmuştur.” Dedi.
“Sektörde çok ciddi fiyat atışları yaşandı”
Başkan Adıgüzel konuşmasının devamında ise şu ifadelere yer verdi; “TOKİ tarafından ortalama 150-200 bin civarında bir konut inşası yapılmaktaydı. Ancak bir anda bölgede devletimizin 300 bin konutu ihale etmesiyle tüm Türkiye'deki iş gücü bu talep karşısında yetersiz kaldı. Dolayısıyla iş gücü fiyatları inanılmaz boyutta artmalara sebebiyet vermiştir. Tabii buna malzeme tedariki problemleri de eklenince maalesef yapı malzemelerinde çok büyük artışlara sebebiyet vermiştir. Deprem sonrasındaki aslında bu büyük artıştan üç ana başlıkta etkilendik. İnşaat maliyetleri olarak. Birincisi malzeme tedariği ve işçilik problemi. Bundan kaynaklı fiyat artışları. İkincisi 28 Mayıs seçimlerinden sonra döviz kurlarındaki yüzde 35 civarındaki artışların getirdiği maliyet artışları ve son olarak da 16 Temmuz 2023’te devletimizin ÖTV oranlarındaki akaryakıt, ÖTV oranlarındaki artışların tabii inşaat maliyetlerini getirdiği artışlarla birleşince bizim sektörde çok ciddi artışları yaşandı. Son yıllarda yaşanmayacak derecede hem büyük fiyat artışları, hem işçilikte inanılmaz talep fazlalığı. Şu anda kalifiye eleman bulmada çok ciddi sorunlara yol açtı.
“Sicil affı talebinde bulunmuştuk”
Şu anda özellikle afet bölgesinde yoğun bir çalışma olduğu için kule vinç operatörlerinin maaşlarının 130 bin lira seviyelerine çıktığını çok rahat söyleyebiliriz. Yine aynı şekilde kule vinç fiyatlarının, kiralama bedellerinin deprem öncesinde 55-60 lira civarında aylık kiralama bedelleri şu anda bölgede 200-220 bin lira seviyelerine çıkmış durumda. Biz Kamu Müteahhitleri Ve İş İnsanları Derneği olarak aslında bu sorunlarla ilgili çok ciddi, hummalı bir çalışma yapmıştık. Ve bu çalışmayı Hazine Maliye Bakanlığı Kamu İhale Kurumu, Çevre Şehircilik Bakanlığına gidip raporlar halinde iletmiştik. Bunlarla ilgili kamuya iş yapan yüklenicilere taleplerini iletmiştik. Bizim buradaki taleplerimiz nelerdi? Birincisi artan maliyetlerden dolayı yüklenicilere bir ek fiyat farkı verilmesi yönünde. İkincisi yaşanan bu iş gücü tedarik problemlerinden dolayı süre uzatımı sıkıntısı. Üçüncüsü fiyat farkı yeteri kadar verilemediği zaman neticede bütçenin durumu da Hani bunu da öngörerek mutlaka koşulsuz verilmesi ve son olarak pandemiyle başlayan tedarik zincirindeki o bozulmalarla devam eden son 3-4 yıldır kamu müteahhitlerinin yaşadığı büyük sıkıntılarla ilgili birçok meslektaşımız sicil affı dediğimiz yani teminatını yakıp işi bırakıp tamamlayamamaktan kaynaklı teminat mektuplarının yanması ve bunun sonucunda oluşan kamu kurumlarının tarafından açılan rücu davaları bunlarla ilgili genel bir sicil affı talebinde bulunmuştuk.
“Deprem bölgesinde çok ciddi konut ihtiyacı var”
Farkı verilemiyorsa yükleniciye tasfiye hakkı yani işini yarım bırakabilme hakkı dediğimiz eskiden beri süregelen, son üç yıldaki meslektaşlarımızın bu olumsuz sürecin devamında mutlaka bir sicil affı. Bakın hem deprem bölgesinde çok ciddi konut ihtiyaçları bulunmakta. Hem İstanbul'da şu anda kentsel dönüşümle ilgili hükümetimizin çok ciddi hazırlıkları ve çalışmaları bulunmakta. Yani kamuya iş yapan yüklenicileri bizim yaşatmamız ve desteklememiz lazım. Bizim kendi hazırladığımız 2022-2023 yılları arasında Temmuzdan Temmuza 12 dönemde 28 tane temel malzeme kalemlerindeki piyasanın artış oranı yüzde 69. Bu süreçte son bir yılda asgari ücretteki artış yüzde 107 oranında. Ancak kamuya iş yapan yüklenicilerin bu sürede aldıkları sözleşmesinde yüklenicilerin aldığı fiyat farkı ise yüzde 23 oranında. Şimdi yüzde 107 asgari ücret artışı var. Yüzde 69 malzemelere gelen fiyat farkı oranı. Kamu yüklenicilerinin aldığı fiyat farkı yüzde 23. Yani arada yüzde 45’ varan bir makas var. Şimdi devletin kendi birim fiyatlarında bile kamu müteahhitlerinin, devletin şartlarını oluştururken kamu yüklenici karı yüzde 25.
“Yüzde 45’lik bir farkı mutlaka tolere etmeniz gerekiyor”
Bu yüzde 25’e yüklenici karı ve genel giderler, yönetim giderleri, mobilizasyon giderleri dâhildir. Dolayısıyla bir kamu yüklenicisi yüzde 10-15 kar marjıyla çalışan bir sektöre siz yüzde 45’lik bir farkı mutlaka tolere etmeniz gerekiyor. Yani bizim ihale sistemimizde fiyat farkı ödemesi, TEFE TÜFE endekslerine göre. Bu endeksler şu anda piyasaya gelen zamları karşılayamamaktadır. Eğer bu haliyle çıkarsa adeta bizim meslektaşlarımızın dağ fare doğurdu. Sebebi şu. Şimdi bakın 4 tane temel talebimizden bahsettim. Şimdi verilen fiyat farkı 1 Mart 2023 öncesinde kamuya iş almış, ihale almış, yüklenicileri kapsamakta. Yani bu ne demek? Depremden sonra iş almış yüklenicileri hiçbir şekilde kapsamıyor. Şimdi biz yasaya depremden sonraki olağanüstü fiyat artış yasanın gerekçesine deprem sonrasındaki oluşan ani maliyetlerden dolayı çıkarttık diyoruz.
“Yüklenicilerin yaşaması lazım”
Ancak depremden sonra yapılmış ihaleleri kapsamıyor. Şimdi birinci eksiklik burada. Bir defa sürenin başlangıcı ters. Biz bunun mutlaka Temmuz ayına getirilmesini istiyoruz. Talebimiz buydu. Evet, belki bununla ilgili devlet bütçesine hazine bütçesine ciddi bir yük geliyor. Ancak bu kardan zarar değil. Yani bizzat zarar ederek karşılanamayacak kamu yüklenicileri tarafından oluşacak bir zarar. İkincisi burada sadece bir olarak kamuya iş yapan, yapım işi yapan yüklenicileri temsil etmiyoruz. Aynı zamanda mal ve hizmet alımları için iş yapanları da temsil ediyoruz. Bunlarla ilgili herhangi bir düzenleme zaten hiç gelmedi. Sonra burada bir fiyat farkı verileceği öngörülüyor. Fiyat farkı siz diyorsunuz ki evet olağanüstü bir durum var. Biz yüklenicilere bir fiyat farkı verelim. Ancak bu fiyat farkını 01.01.2024’ten itibaren verelim. Peki depremden sonra 2024’e kadar gelen bu 9 aylık sürede fiyat farkını niye vermiyoruz? Bu görüşleri, kamu ihale kurumuna Hazine Maliye Bakanlığına, Çevre Şehircilik Bakanlığının tamamına, hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grup başkanlarının tamamına ilettik. Ya bu çok ciddi bir bütçe. Ama bu yüklenicilerin yaşaması lazım. Zaten son 3 yıldan kaynaklı kamuyu çok zor durumda olduğu bir süreç devam ediyor. Fiyat farkıyla ilgili durum bu. Tasfiye talebimiz hiç dikkate alınmamış. Şimdi bir yükleniciye işine devam et. Size şu fiyat farkı diye teklif verirken ya devam etmiyorsan da bari o zaman tasfiye edelim diye bir hak vermeniz gerekiyor. Tavsiye hakkı geçiyor bu süreçte. Dolayısıyla bu çok zor bir duruma sokuyor yükleniciyi.
“Konutların teslimlerine başlanacak”
Süre uzatımı aynı şekilde mesela özellikle süre uzatımına ihtiyacı olan tüm Türkiye'deki kamu yüklenicilerinin ihtiyacı var ancak afet bölgesinde iş yapan firmaların işçilik maliyetleri, işçilik sıkıntısından kaynaklı çok büyük sıkıntıları var. Şimdi bunlara asgari 6 ay bir süre uzatımı talebemiz vardı. Evet, bir taraftan insanlar konteyner kentlerde çadırlarda yaşıyor, kabul ediyoruz. Ancak meslektaşlarımız inanın bütün özverisiyle geceli gündüzlü çalışarak bu konutları hak sahiplerini yetiştirmek için uğraşıyor. Yalnız bu kadar olağanüstü bir talep olunca yetişemiyor. Yetişmeyen kısımlarını en azından biz minimum 3 ayla 6 ay arasında bir süre uzatımı talep ediyoruz. Bitenler bakın peyderpey şu anda teslimine başlanıyor. Cumhurbaşkanımızın açıklaması doğrultusunda bu aydan itibaren teslimler başlayacak. Ancak yetiştiremeyen öyle bölgeler var ki beton alamıyor, betonla ilgili, agregayla ilgili çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Yani kum bulamıyor, çimento bulamıyor işçilikle ilgili ciddi sıkıntılar var. Yani yetersiz iş gücü olunca şimdi bu insanları da bir nebze destek verilmesinin gerekliliğine inanıyoruz.
“Kamu zararı, kat kat artacak”
Bunun haricinde fiyat farkı dünkü taslağa göre şöyle çıktı. 0,90 katsayısı veya 1’e yükseltilmesi. Hâlbuki bizimle beraber bu işe hizmet veren bir iki STK'yla birlikte asgari bunun 1.20 olmasını söyledik. 0.90’dan 1’e yükseltilmesi demek.
Yüzde 10 ile 11 aralığında bir fiyat farkının yükleniciye verilmesi demek. Hem de bunun geriye yönelik, 9 aylık değil, 2024’ten itibaren verilmesi demek. Şimdi bu hiçbir işe yaramayacak demektir.
“Cumhurbaşkanımızdan döneceğini düşünüyorum”
Meslektaşlarımız çok daha mağdur olacak ve ciddi bir kamu zararı, kat kat artacak. Maalesef bugün eden işlerde bütün iştahını, bütün motivasyonunu kaybeden yükleniciler sektöre bir merhem olmayacak. Ben ama bu taslağı genel kurula geldiğinde Cumhurbaşkanımıza bu konunun çok doğru anlatıldığı noktasında ben o fikirde değilim. Çünkü taslağın amacı ile örtüşmeyen, gerek tarih fiyat farkı oranı, gerek sicil affı, gerek süre uzatımı bu kapsamda değil. Yani bu kapsamda olmayan sektöre merhem olmayacak bir fiyat farkının hiçbir işe yaramayacağını ve mutlaka Cumhurbaşkanımızdan döneceğini düşünüyorum.
“Taslağın revize olmasını gerektiğini düşünüyorum”
Aksi takdirde hakikaten iflaslar ve kamuya iş yapan firmalar burada zarar edecek. Oysaki bizim bölgede hala devam edecek 350 bin konuta daha ihtiyacımız var. İstanbul'da kentsel dönüşümle ilgili çok ciddi konut ihtiyacımız var. Biz yine bu işleri bu kamu yüklenicileriyle yapacağız. Yani başka dışarıdan birileri gelip yapmayacak bu işleri. Dolayısıyla ben bunun mutlaka Cumhurbaşkanımızdan döneceğini düşünüyorum. Bu taleplerimiz doğrultusunda, revize olması gerektiğini düşünüyorum.