MADEN OCAKLARI YOK ETMEYE DEVAM EDİYOR

Bartın Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Avukat Esin Eren, Bartın ırmağı çevresinde yapılan maden yatırımlarına tepki gösterdi.

MADEN OCAKLARI YOK ETMEYE DEVAM EDİYOR
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Bartın Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Avukat Esin Eren, Bartın ırmağı çevresinde yapılan maden yatırımlarına tepki gösterdi.

Bartın Irmağı ve çevresi yağmalanıyor

Yapılan çalışmaların ırmak ve çevresinin ekositemine büyük zararlar vereceğini belirten Eren, "Herkes Bartın Irmağı'nın ne kadar değerli, ne kadar güzel olduğundan bahsediyor. Geçmişte üzerinde gemi ulaşımı yapılabilen bu ırmağın Parthenios yani "Sular İlahı" olarak anıldığını herkes söylüyor. Bartın Irmağı çevresinde yapılacak rekreasyon tesisleriyle ırmağın yöre halkının kullanımına ve turizme açılacağı politikacı ve bürokratlar tarafından defalarca gündeme getirildi. Fakat ne yazık ki bu gidişle bu tür söylemler birer tatlı anı veya beklentiolmaktan öteye geçemeyecek. Çünkü Bartın Irmağı ve çevresi yağmalanıyor. 

Ormanlar yok ediliyor

Şu an Bartın Irmağının çevresinde faaliyet gösteren altı farklı maden ocağı çevredeki ormanları yok etmeye devam ediyor. Ayrıca Topluca Köyüyle Kaman köyü arasında yapılmak istenen katı atık depolama tesisi için ormanlar yok ediliyor. Delikliburun mevkiinde Hattat'ın yapmak istediği termik santralin kül depolama sahasının kurulması için yüzlerce hektar orman tahsis edilmiş durumda. Termik santral izni çıkarsa bu ormanlar da yok edilecek. Sanki bu yıkımlar hiç yokmuş gibi, şimdi dediğer kalker ocaklarına yakın mevkiilerde bir anda üç farklı firmanın dört farklı maden ocağı kurması için ÇED süreci başlatıldı." dedi.

"Trafik yükü had safhaya ulaştı"

Bartın Irmağının yaşanmaz bir noktaya geldiğini kaydeden Eren, "Bu "projeler" şunlar; Gürgenpınarı'nda Bartın Çimentoya ait silt taşı ocağı, Saraylı Köyü'nde Alagözler AŞ'ye ait bir, Topluca köyünde Kimtaş'a ait iki kalker ocağı, yani toplamda dört farklı maden tesisi. Bunlar ilk aşamada toplamda 219 hektar doğal orman ekosistemini yok edecekler. Yani binlerce ağaç kesilecek. Zaten şu ana kadar delik deşik edilerek estetik görüntüsü bozulmuş olan Bartın Irmağı'nın çevresi, bu yeni "projeler" uygulamaya geçerse hem bizler, hem de bütün canlılar için biraz daha yaşanmaz hale getirilecek. Bize ne estetikten, bize ne tüm canlıların huzurunun bozulmasından diyenler için de söyleyeceklerimiz var. Örneğin yeni açacağı kalker ocağında günde 10.000 ton kalker üretmeyi hedefleyen Alagözler AŞ, bu kalkeri taşımak için kullanacağı 30 tonluk kamyonlarla Bartın trafiğinde günde 333 sefer yapacak. Artık trafik yükünü kaldıramayan Bartın'da haftanın her günü oluşacak bu trafik yükünün şehirde yapacağı gürültü ve hava kirliliğinin boyutlarını hiç düşündünüz mü? Yada artacak trafik yükünün neden olacağı trafik kazalarını, yaralanmaları ve hatta ölümleri" diye konuştu.

"Zararları doğru hesaplanamayacak"

Eren şöyle devam etti: "Diğer yandan bu ocaklarda dinamit patlatılacağı için çevre halkı gürültüden rahatsız olacak, yer altı suları zarar görecek, Bartın Irmağı etkilenecektir. Örneğin Bartın Çimentoya ait silt taşı ocağında mevcutta 27 kg/atım dinamit patlatılırken, talep edilen yeni alanda 97 kg/atım dinamit patlatılacaktır. Alandaki bütün maden işletmeleri düşünüldüğünde bu işletmelerin bütünolarak patlatacağı dinamit miktarı, yaratacağı gürültü, etkileyeceği nüfus ve yer altı suları hesaba katılmış mıdır? Ya da Bartın Irmağı'nın hemen üstünde yapılmak istenen Kimtaş'a ait kalker ocağının Bartın limanını ve orada bulunan denizaltı tünellerini nasıl etkileyeceğini bilen var mı? Aynı anda ÇED süreçleribaşlatılan bu tesisler, birbirine çok yakın alanlarda bulunmaktadır. Zaten Bartın Çimento daha önce de birkaç kez yapmış olduğu gibi "ÇED gerekli değildir" kararı almak için kuracağı maden ocağını 25 hektardan küçük göstermiştir. Bu nedenle "ÇED gerekli değildir" kararı alması muhtemeldir. Fakat diğer projelerde ÇED süreçleri uygulansa bile aynı havzada bulunan bu farklı maden ocaklarının insan sağlığı ve çevre üzerindeki etkileribütünleşik değil, ayrı ayrı değerlendirilecektir. Yani bu maden ocaklarının Bartın'a vereceği zararlar doğru hesaplanmayacaktır.

"Yıkıcı projeler"

Bizler belli çevrelere para kazandıracak fakat Bartın'a ve Bartın Irmağına zarar verecek bu tür akıl dışı "projelere" karşı bu varlıklarımızı koruyacak Bartın adına bir otoritenin olup olmadığını merak ediyoruz. Pandemi döneminde herkesin evlerine kapatıldığı bu zamanda bu tür yıkıcı projelerin önünün açılmaya çalışılmasını hayretle karşılıyor, en azından Bartın'da yaşayan insanlar olarak "Yaşanabilir bir Bartın" özlemiyle kamuoyunu uyarma gereğini duyuyor ve yetkilileri doğa ve toplum yararına hareket etmeye çağırıyoruz. Bu kapsamda; Kimtaş'a ait iki kalker ocağının ÇED süreçleri gereği 1 Ekim  saat 11.00 ve 14.00'de Boğaz mevkiinde  İnkumu yolundaki Kaptan Demir Çelik Dinlenme Tesis binasında (Eski ORÜS) yapılacak "ÇED Halkın Katılımı" toplantısına katılacağımızı ve bu görüşlerimizi bu toplantıda açıklayacağımızı belirtiyor, halkımızı da bu toplantıya katılarak kendi geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Bakmadan Geçme